16 Eylül 2012 Pazar

UZUN BİR ARA


Blogu açalı 7 ayı geçkin bir süre oldu daha, aslında yazmak da istiyorum ama bu sene Üniversite sınavı için bu tarz hobilerime ara vermem gerekiyor.Haziran'da kesin dönüş yapacağım, sık aralıklarla yazı yazmaya devam edeceğim.Fakat Haziran'a kadar belki 5 post bile giremeyebilirim.Beni şimdiden anlayışla karşıladığınızı ve bekleyeceğinizi biliyor, esen kalın diyorum efem...

7 Eylül 2012 Cuma

HOLLANDA 2-0 TÜRKİYE


2 yeni yapılanan milli takımın maçında favori olan taraf kazandı maalesef.Maç öncesi kadrola baktığımızda tabi ki herkes gibi şaşkınlığa uğradık.Çünkü en iyi orta saha oyuncun Selçuk İnan'ı, en iyi sol bek oyuncun Hakan Balta'yı yedek bırakıp, Tunay'ı da ilk 11'de sahaya sürdü Abdullah Hoca.Karşıda ise 3 ay öncesine göre fazlasıyla değişim vardı.Hele orta saha defans hatlarını görünce iştahım kabardı desem yeridir.Tam dişimize göre laçka bir savunma hattıydı.Hücum hatları ise her zamanki gibi göz korkutucuydu.

2 takımın da defanslarının birbirlerine alışık olmamasından mütevellit , temposuz bir maç olmasına rağmen pozisyon sayısı boldu.Özellikle Arda'yla kaçırdığımız net fırsat çok kritikti.Bu pozisyonları atmadan da dünya starı olunmuyor işte.Hamit sağ bekte çok aksadı,Robben karşısında acınacak hallere düştü.Portekiz maçında bile Ronaldo'yu daha iyi savunmuştu.

Her duran topta tehlike yaratmamız maç boyu gözüken tek artımızdı diyebilirim.Bundan sonra Estonya maçıyla beraber en iyi 2.lik hedefi kovalanmalıdır.Hollanda maçları dışında diğer takımları rahatça yenebilecek güce fazlasıyla sahibiz.İstanbul'da da Hollanda'dan puan alacağımızı tahmin ediyorum.Avcı ve öğrencilerine Hollanda'ya deplasmanda kaybettiler diye kızmak saçma olur.Sabırla desteğe devam!

4 Eylül 2012 Salı

CRIS ÜZERİNE


Ujfa'nın sakatlığıyla tüm planları bozulan Galatasaray, son günde canhıraş bir müdahele ile Cris'i transfer etti stopere.Evet herkesin de söylediği gibi 35 yaşında bir futbolcu almak pek akıl karı değil.Fakat stoper ve kalecilerin 30'ların sonuna kadar oynayabileceğini düşünen bir yapım var.Üstelik bu transfer için bonservis parası ödenmedi.Sözleşme de 1 yıllık.Ehh, Şampiyonlar Ligi'ni Semih,Dany ve Gökhan Zan'la götürmek intihar sebebi olurdu.Bir de şöyle bir şey var.Semih,Ujfa,Dany... Gökhan Zan dışında kafa topuna çok iyi çıkan bir stoperi yoktu Galatasaray'ın. Cris hem hücumda hem defansta kafa toplarında çok iyi bir oyuncu olarak takımın bu zaafını kapatabilir.Hele de yaşından dolayı iyice ağırlaşan Cris'in açıklarını ise Semih ya da Dany mükemmel atletik özellikleriyle kapatabilir.Kısacası tandemi uyumlu hale gelirse Galatasaray'ın işi fazlasıyla kolaylaşır gruptan çıkmak ve ligde şampiyonluk adına.Gerisini ise biraz form,biraz şans,biraz da Fatih Hoca belirleyecek.Kısacası geçen sene (her ne kadar mevkileri farklı olsa da) Necati'nin 5 ayda yaptığı katkının yanından geçerse, Cris transferi beklentilere cevap veren bir hamle olur.

RAUL MEIRELES ÜZERİNE


Fenerbahçe son Şampiyonlar Ligi şampiyonu Chelsea'nın banko orta sahası Raul Meireles'i transfer etti.Böylelikle orta sahada Mehmet Topal'ın partneri de bulunmuş oldu.Meireles ve Emre Belözoğlu'nun stillerini birbirine benzetirsek yanlış yapmış oluruz, Meireles Emre'den daha çok rakip kaleyi düşünen,uzaktan şutlarla gol arayan bir isim.Fakat Mehmet Topal'ın da daha defansif olduğunu sayarsak, iki isim birbirini dengeleyebilir.Ama bu ikilinin en büyük özellikleri uzaktan şutlarının isabetli ve sert olması.Rakip defansı açamadığı zamanlarda Fenerbahçe'nin sık sık başvuracağı bir yöntem olabilir gol bulmak adına.

Chelsea Essien'i de satmışken bu transfere niye razı geldi,ya da Meireles Chelsea'yi bırakıp niye Fenerbahçe'ye geldi hala anlayabilmiş değilim.Sadece "para" cevabı yetersiz kalıyor bence.Neyse üzümünü yiyelim bağını sormayalım.Bu arada bu sene Fenerbahçe cidden çok kaliteli yabancı transferleri yaptı.Kuyt,Krasic,Sow,Meireles ve Stoch'la bana göre ligin en iyi hücum hattına büyük farkla sahipler.Özellikle Galatasaray'ın Cris,Amrabat,Dany transferlerinin yanında bu isimler çok daha ağır basıyor.Bu, vizyon meselesidir.Kaç para verildiğine bakılmaksızın işine çok yarayabilecek futbolcuları transfer eden bir anlayışı var Fenerbahçe'nin.Saygıyla karşılamak lazım.

31 Ağustos 2012 Cuma

BURSA VE TRABZON


Rakipler belli olduğunda tahminim Trabzon'un eleyip Bursa'nın elenmesiydi ama 2 temsilcimiz de elendi.Açıkçası çok da şaşırmadım! Trabzon'da Burak Yılmaz'ın yokluğu fazlasıyla hissediliyor.Üstüne bir de Colman'ın şımarıklığı gelince vasat Macar takımına 210 dakika gol atamadılar.Bursaspor ise Twente'ye iyi direndi , onlar da rotasyonlarının darlığının kurbanı oldu.Ertuğrul Sağlam'da gelişme olduğunu belirtmek gerek bu arada.Daha fazla konuşmak istemiyorum, dün gece bizim için felaket bir geceydi.Daha sezon başlamadan Avrupa'da sadece 2 temsilcimiz kaldı diyeyim gerisini siz anlayın!

C GRUBU


Spartak Moskova'ya elenen Fenerbahçe ise; Marsilya, Monchengladbach (kendim yazdım) ve AE Limassol ile eşleşti. İlk torbadan gelen Marsilya Eskişehir karşısında da gördüğümüz gibi eski gücünde değil, ama sorun şu ki Fenerbahçe de eski gücünde değil.Lige çok iyi başladılar fakat güven vermeyen bir yapıları var.Bence dişimize göre rakiplerden biri.

3.torbadan Monchengladbach'ın gelmesi bana göre çok kötü oldu.Geçen seneden Reus,Dante gibi yıldızlarını kaybettiler fakat Xhaka,De Jong,Alvaro Dominguez gibi transferlerle çok büyük güç kaybettiklerini söylemek yanlış olur.Zaten Devler Ligi elemesinde de Dinamo Kiev'i oldukça zorlamışlardı.En önemli isimleri kenardaki Lucien Favre.Marsilya'dan daha zor bir rakip olduklarını düşünüyorum.

Son olarak Kıbrıs'tan AE Limassol geldi.İsimlerini yeni yeni duyuruyorlar.Ülke puan sıralaması bakımından da kesinlikle altımıza almamız gereken bir takım.Evet Kıbrıs futbolu son yıllarda bir atılım gerçekleştirdi ama Fenerbahçe'ye güçlerinin yeteceğini düşünmüyorum.Yeterse de bu Kanarya'nın ayıbı olur.Bu grupta 2. ya da 3. oluruz, 1. ya da 4. değil.

H GRUBU


Dün Monaco'da çekilen kura sonucu Şampiyonlar Ligi'ndeki tek temsilcimiz Galatasaray'ın rakipleri belli oldu.Türk takımlarının çok sevdiği Manchester United 1.torbadan geldi.Sanırsam Avrupa'da en çok eşleştiğimiz takım Manu.Ama şansımız tutuyor bu takıma karşı.Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın Old Trafford galibiyetleri akla ilk gelenlerden.Barcelona ve Real Madrid düşünülünce tercih edilebilecek bir takım bence.Defanslarında sakat çok fazlayken avantaj yakalayabiliriz.

Geçen sene Beşiktaş'ın elediği bir takımdı Braga ama nasıl elediğini hepimiz biliyoruz.İlk maçta 10 kişi kalan Braga, 2.maçta İnönü'de turu geçmeye çok yaklaşmıştı.Son yıllarda yükselen bir grafikleri var.Özellikle Amorim,Hugo Viana ve Custodio'lu orta sahaları yeterince korkutucu.2 maçta 4 puan benim için yeterlidir Braga'dan.Tabi 2.torba seviyesinde çekilebilecek en iyi takım geldi orası ayrı konu.

Son torbadan Dortmund gelecek diye çok korktuk ama Romanya'dan Cluj geldi.Daha önce Culio'lu kadrolarıyla Devler Ligi tecrübesini yaşamışlardı.Açıkçası fazla bir bilgim yok bu takımla ilgili.Romanya Ligi'nde şu sırada Vaslui'nin altındalar diyelim, 6 puanı beklemeye başlayalım.

Özetle söylemek gerekirse Avrupa Ligi tadında bir kura oldu diyebilirim.Uzun bir aradan sonra katıldığıız bir arenada üst tur için favori olmak , Galatasaray'ın büyük şansıdır diyelim yazıyı bitirelim.

30 Ağustos 2012 Perşembe

FENERBAHÇE 1-1 SPARTAK MOSKOVA


Evet kuralar çekilirken de söylediğim gibi Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'ne Play-Off'larda veda etti. Bana göre Spartak Moskova'nın kadrosu Fenerbahçe'den daha iyi değil kesinlikle. Ama yakın tarihindeki en önemli maçına çıkmadan önce Alex-Aykut-Aziz çekişmeleriyle kendini yorarsan daha farklı bir sonuç beklemek de saçmalık olur.
Dün gece Fenerbahçe 45 dakikayı çöpe attı ,bu çok net. Fakat Aykut Kocaman'a yapılan Alex eleştirilerini anlamıyorum. Bence ilk 11'de Alex başlasaydı son yarım saatte yarattığı etkiyi asla yaratamazdı.Öte yandan ikinci yarıdaki canhıraş mücadele için de Fenerbahçeli futbolcuları kutlamak lazım.Rakip 10 kişi de kaldıktan sonra tur gelebilirdi ama olmadı,top kaleye girmedi.Bundan sonraki asıl hedef takımın içindeki manasız tartışmaları bırakıp dikkatleri Avrupa Ligi'ne vermek olmalıdır.

21 Ağustos 2012 Salı

BİZİMKİLER NE YAPAR?


Fenerbahçe'nin sene başından beri deplasmandaki Vaslui maçı dahil domine ettiği bir maç hatırlamıyorum.Hücum hattı bana göre Türkiye'nin en iyi hücum hattı ama ön liberolar ve defans elemanları işi bozuyor.Kenarda da her ne kadar iyi niyetli olsa da taktiksel ve oyuna müdahele açıdan zayıf bir Aykut Kocaman var.Karşıda ise Rusya'nın en önemli 2 takımından biri var.Onların da defans hattı Fenerbahçe'den hallice, fakat kaliteli hücum elemanlarını Emery'nin sistemi içinde yararlı hale getirebiliyorlar Fener'in aksine.Emenike,Romulo,Wellinton,Ari,Insaurralde,her ne kadar oynaması zor gözükse de Kallström. Kalede 2 maçta da Mert'in olacağını düşünürsek Fenerbahçe'nin işi hakikaten zor.Ben şimdiden Fenerbahçe'ye Avrupa Ligi için başarılar diliyorum.

Trabzonspor'a hiç değinmiyorum zaten ,Videoton'u eleyemeyecekse hiç girmesin gruplara. Yok Bratislava'ymış da yok Gent'miş de. Bizim ligde küme düşmemeye oynar bu takımlar.

Bursaspor'un en büyük dezavantajı Ertuğrul Sağlam.Yanlış anlaşılmasın kendisini severim, Türkiye standartlarında iyi de hocadır ama Avrupa maçlarında adeta içine "Güvenç Kurtar" kaçıyor.Alıştığımız futbolunu sergileyemiyor takımı.Sanırım Ertuğrul Hoca'nın çocukluğuna inilmeli bu Avrupa basiretsizliği konusunda.Gerçi Ertuğrul Hoca değil de başka biri de olsa Bursaspor'un bu kadrosuyla Twente'yi elemesi büyük başarıdır.Geçen seneden beri bir takımın ilk 11'i hiç değişmiyorsa istikrar bakımından iyidir fakat eğer bu takım geçen sene iyiyse böyledir.Bursaspor'un ise özellikle orta sahada çok büyük eksiklikleri var.Yine geçen sene gibi fazla uğraştırmadan Türkiye'ye dönerler.

19 Ağustos 2012 Pazar

İLKAN KARAMAN KONUSU


Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe Ülker, resmi sitesinden İlkan Karaman'la anlaştığına dair bir yazı yayımladı.Herkes gibi ben de çok şaşırdım.Çünkü bildiğime göre İlkan, Galatasaray Medical Park'ın sözleşmeli basketbolcusuydu! Hem de Türk rotasyonunun coach Ergin Ataman'ın da belirttiği gibi çok önemli bir elemanıydı.Sanırım İlkan'ın Karşıyaka'da kiralık oynaması ve geri dönmesi (ya da dönmemesi) konusunda sözleşmesindeki bir açıktan faydalanmak istedi Fenerbahçe Ülker.Zaten çok önemli transferlerle Euroleague'de F4'ün çok büyük adayılar bana göre. Tek eksik oldukları 4 numarada da ezeli rakiplerinin önemli oyuncusunu kadroya katmak istemeleri çok doğal.Ama eğer Galatasaray'ın yaptığı itiraz sonucu haksız çıkarlarsa çok ciddi bir tazminat ve itibar kaybı onları bekliyor.Gerçi geçen seneki şike soruşturmasıyla kaybedebilecekleri pek bir itibar kaldığı da söylenemez.Bu arada İlkan da Fenerbahçe'de oynamak istediğini söylemiş.Böylece oyuncunun Galatasaray'a geri dönme olasılığı kalmadı.Ya Fenerbahçe Ülker'de oynayacak, ya da aldığı cezaya göre para ödeyip basketbola ara verecek.Bakalım gelişmeleri merakla bekliyoruz.

GENEL NOTLAR


Engin Baytar'a verilen cezayı fazla bulmuyorum, bu yaşa gelmiş bir oyuncunun hem de kariyeri zirvedeyken böyle saçma hatalar yapmaması gerekiyor.Geçmişte başka oyunculara gerekli cezalarınnın verilmemesi Engin'e de ceza verilmemesi anlamı taşımaz.

Akhisar Belediyesi'nin Eskişehirspor'u yeneceğini daha fikstür çekilirken biliyordum.Hatta İddaa'da oynadım ama başka maçlardan yattık :) Bu senenin en sempatik takımı Akhisar olacak ama ilerleyen haftalarda düşüş içerisine girebilirler.Devre arası bazı bölgelere takviye gerekebilir.

Elazığspor 2 sene öncesinin Bucaspor'u olma yolunda ilerliyor.Takımın başına Bülent Uygun'u getirmeleri büyük hata, takımı her an satabilecek bir hocaya güven olmaz.Ama bundan fenası yapılan onca transfere harcanan gereksiz paralar.Elazığspor ligde süreklilik sağlayamaz bana göre.Bank Asya'ya düştüklerinde de hala bu sene yaptıkları borçla uğraşırlar.

Arsenal yine en önemli oyuncularını kaybetti.Takımın en önemli oyuncusu Van Persie Manchester'a , oyunu oldukça geliştiren Alex Song ise Barça'ya gitti.Arsene Wenger futbolcuları cezbedenin kupalar olduğunu artık anlamıştır herhalde.


14 Ağustos 2012 Salı

GALATASARAY 3-2 FENERBAHÇE


Biraz geç bir yazı oldu işlerimin yoğunluğundan dolayı, o yüzden özür dilerim.Maça gelecek olursak, Galatasaray geçen seneden beri olduğu gibi Fenerbahçe'yi yine sürklase etti.İnanın abartmıyorum ilk yarıda Fenerbahçe'nin hiç ciddi bir atağı yok,gol bile öyle gelişmedi,Emre'ye çarpan top Muslera'yı şaşırtarak ağlara gitti.Önde çok ciddi bir pres yaptı sarı kırmızılılar.Tabi bunda Umut ve Elmander'in defansif forvetler olmasının da payı büyüktü.Zaten günün özeti de buydu: Elmander ile Umut ,Bekir ve Orhan 'dan daha iyi defans yapıyorlar! Sene başının da vermiş olduğu rehavetle maçın sonlarına doğru Galatasaray takım olarak yorulur diye düşündüm fakat Engin de atılmasına rağmen yorulmak bir kenara, daha da çok koşmaya başladı Galatasaray! Anlaşılan Scott Piri Fatih Terim'in yine en büyük yardımcılarından biri olacak bu sene.Fenerbahçe'nin klasik oyun yapısı olan ayağa top olayını da Galatasaray Fenerbahçe'den daha iyi yapınca Fenerbahçe'nin hiçbir şansı kalmadı.Ona rağmen Engin'in artık alışılagelen çıldırma olayıyla atılmasından sonra ellerine son bir fırsat daha geçti ama 10 kişilik rakibe karşı pozisyon bulamayarak bunu da değerlendiremediler. En iyi oynayan Dirk Kuyt'du.Diğer bütün Fenerbahçe oyuncuları vasat bile değillerdi.Bu formsuz ve isteksiz halleri devam ederse Spartak Moskova ezeli rakipleri kadar bonkör olmaz diye düşünüyorum,dikkat etmeliler.Galatasaray'da ise kötü olarak sadece Hamit ve Engin'i sayabiliriz.Dany ve Umut takımla çıktıkları ilk resmi maçta alışmış gözüktüler arkadaşlarına.Umut bunu biraz abartarak 3 golde de pay sahibi oldu.Selçuk ise Melo'nun yokluğuna rağmen yine iyiydi,yine sakindi.Hakem Cüneyt Çakır iki taraf aleyhine de yaptığı hatalarla Euro 2012'deki performansını arattı.Son olarak taraftarların gollerden sonra sahaya attığı meşalelerin gereksizliğini ve saçmalığını belirtip yazımı burada sonlandırayım.

11 Ağustos 2012 Cumartesi

SÜPER KUPA


Geçen sene belki de Türk futbol tarihinin en tansiyonlu derbisiyle sezonu kapatmıştık, 2012-2013 sezonunu da yine bir derbiyle açıyoruz.Üstelik bu sefer her iki takımın da başkanı dışarıda, iki takımın da transferleri müthiş, kısacası bu maçı kaçırmamak lazım.Galatasaray resmi maç oynamamasına rağmen Lazio ve Fiorentina maçlarında iyi bir oyun ortaya koydu,en azından iyi mücadele etti,kondisyonu yerindeydi oyuncuların.Geçen seneden beri devam ettirdikleri pres futbolunu daha da geliştirmiş gibiler.Pozisyona girmekte zorlandılar ama Hamit ve Amrabat'ın takıma ısınmasıyla bu sorun da çözülecektir diye düşünüyorum.Burak ve Ujfa'nın yoklukları tabi ki büyük sorun,Dany ve Umut bu sorunu halletmeye çalışacaklar.Fenerbahçe'de ise Krasic ve Yobo'nun hazır olup olmaması çok önemli.Sağ bekte Gökhan Gönül yine sakatlandı,son senelerdeki istikrarını kaybetmesi kötü hem Fenerbahçe hem de Milli Takım adına.Vaslui'yi elemeleri normaldi ama biraz abartıldı.Bu özgüven onlara avantaj da getirebilir dezavantaj da. Sonuç olarak ben güzel bir derbi bekliyorum Erzurum'da.Galibiyete ise Galatasaray birazcık daha yakın gibi.

3 Ağustos 2012 Cuma

YORUMCU FACİASI!


Dün akşam her Türk futbolsever gibi heyecanla televizyon başına oturup Eskişehirspor-Marsilya maçını bekledim.Maç öncesi de tribün şovları gayet güzeldi.Fakat maç başladığında tüm güzel şeyler sönüp gitti.Çünkü maçı yorumlayan Coşkun Demirbakan adlı bilge kişi, (kendisini daha önceden de tanıyordum maalesef) ilginç sözleriyle affedersiniz ama maçın amına koydu desek yeridir.Spikerin her lafından sonra evet- evet -evet-evet demesinden tutun da her pozisyonu "kötü,olumsuz,çok yanlış" diye yorumlamasına kadar ekran başındaki bendenizi çıldırttı adeta.Maç sırasında internete girdiğimde herkesin de benle aynı fikirde olduğunu gördüm.Zaten TRT'ye oldukça yüklü sayıda şikayet gelmiş olacak ki 2.yarıda biraz duruldu imparator.Bu sefer de tam tersi olarak her defasında "iyi,güzel,olacak" demeye başladı.Anlayacağınız ayarı bir türlü tutturamadı.Bir ara şöyle bir diyalog bile gerçekleşti spikerle arasında :
-Hocam Eskişehirspor'un kadrosu nasıl?
-Evet dışarıda oynayan tecrübeli oyuncuları var,mesela Dede oynadı.Diğerlerini bilmiyom pek,ama iyiler heralde.
ya da
-Eskişehirspor şu ana kadar pozisyon vermedi hocam?
-Olsun çok pozisyon hatası yapılıyor,ama rakip de kötü.Bizim ligde olsa 15.liğe falan oynar.İki takım da çok kötü bir futbol oynuyor.
yahut
-Marsilya topu kaybetti basit bir hatayla.
-Allah razı olsun.
veya
-1-0 gerideyiz ama ataklarımız devam ediyor.
-Göbeee oynasak olcak da göbeeğee oynamıyoz. Göbeeeğee atsalar olcak bu iş.
bu da sonuncusu
-Veysel oyunun yönünü değiştirmeye çalıştı olmadı.
-Bu ne şimdi?Böyle pas mı olur?Bunu icat eden kim ya?Yerden oynamalı Eskişehir.Hep eğitimden kaynaklanıyo....
Gördüğünüz gibi Bank Asya'da Altay'dan, Tavşanlı'dan kovulan bu hocamız değilmiş gibi önüne gelene sallayıp durdu Coşkun Demirbakan.Ama biz aklımızı başımıza aldık.Ömer Üründül ya da Hikmet Hocaya bir daha laf söylersek 2 olsun!

1 Ağustos 2012 Çarşamba

HEYECAN BAŞLIYOR


Çok yoğun geçen bir sezonun ardından 2012-2013 sezonuna temsilcilerimizin Avrupa Kupası maçlarıyla merhaba diyoruz.Eskişehirli arkadaşlar kızmadan söyleyeyim, St. Jonhstone maçlarını antreman olarak saydım.Tabi şimdi rakip Marsilya, onlar bizi antreman olarak görse yeridir.Fakat ben sanılanın aksine çok zor bir kura olarak görmüyorum bu Marsilya maçlarını.Evet daha zayıf takımlar vardı kurada ama Rıdvan Dilmen'in deyimiyle bir Liverpool da değiller.Geçen seneyi berbat geçirdiler,Deschamps takımdan ayrıldı,yerine 2 senedir yorumculuk yapan (Hikmet Karaman en azından bu kadar ara vermiyor)  Elia Boup'u getirdiler.Oyuncuların bazıları hoşnutsuz, geçen seneki travmayı kolay atlatabilecek gibi değiller.Evet, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kadar çıkmışlardı ama ligde hiçbir varlık gösteremediler.Kadrolarını fazla değiştirmeden de bu seneye hazırlandılar.Favori Marsilya ama Eskişehir turu geçerse de fazla şaşırmam.

Bursaspor'u zaten konuşmaya gerek yok Pinto-Batalla ikilisi yeter Koupion'a.Fenerbahçe'ye gelecek olursak , 1 senelik bir aranın ardından Avrupa arenası tahminimce yeterli motivasyonu sağlamıştır oyunculara.Üstüne senenin ilk maçı ve Kadıköy'de oynanacak.Aykut Kocaman da yurt dışındaki ilk galibiyetini arayacak.Bir de Aziz Yıldırım'ın 14 ay sonra stadyumda maç izleyeceğini düşünürsek bu gazla Beşiktaş Basketbol Takımı'na bile sponsor olabilir Fenerbahçeliler :) Kısacası ; 2 takımımız turu kesin geçer (geçmeli) , Eskişehir de teslim olmaz Fransız devine.

26 Temmuz 2012 Perşembe

FELIPE MELO?


Galatasaray'da herkes transfer edildi fakat taraftarın en çok istediği isim olan Felipe Melo'nun bonservisi bir türlü Juventus'tan alınamadı.Melo'nun haklarından sorumlu olan siteden yapılan açıklamada "Galatasaray'la ilişkileri dondurduk" denildi.Üzerine Melo da twitter adresinden "Ünal Aysal çocukluk yapıyor" deyince başkan ipleri kopardı.Ama ne olursa olsun Amrabat transferinden sonra bir  tükürdüğünü yalama eylemi daha gelirse şaşırmam açıkçası.Sonuçta Selçuk-Melo uyumu Şampiyonlar Ligi'nde de oldukça işe yarayacaktır.Sorun şu ki ;taraftarlar Melo'yu Riera'yı dövmesine rağmen oldukça fazla seviyor ve bu da yönetimin elini zayıflatıyor.Haliyle Melo da oldukça yüksek bir ücret talep ediyor Galatasaray'dan.Bu durumda Galatasaray'ın önünde 3 seçenek kalıyor.Ya geçen sene Eboue'de yaptıkları gibi tok alıcı rolünde parayı azaltmaya çalışacaklar,ya Melo'ya istediği parayı verecekler (29 yaşında bir futbolcu için çok yüksek ve uzun süreli bir kontrat)ya da başka alternatiflere yönelecekler.Bu alternatifler arasında da Lassana Diarra öne çıkıyor.Bana kalırsa Diarra'nın Melo'dan eksik bir yönü yok (boyundan başka), ama taraftar ve takımla anlaşması Melo kadar asla olamaz.Üzerine uyum sürecini de düşününce Melo vazgeçilmez oluyor.Yani Allah yönetime ve Fatih Hoca'ya kolaylık versin.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

KASIMPAŞA GELİYOR !


Süper Lig'in asansör takımlarından Kasımpaşa bu sefer çıktığı sene düşmeyecek gibi.Geçen sezonun sonunda  Play-Off 'lar başlamadan oluşturdukları para babalarından oluşan yönetim listesiyle de aslında bugünlerin sinyallerini vermişlerdi.Yaz ayında Oliech,Isaksonn,Ernst,Uche gibi flaş isimlerle anlaştılar.Anlaşılan Avrupa Kupaları için kendilerini oldukça zorlayacaklar.Fakat Metin Diyadin'le bu ne kadar doğru bir hedef tartışılır.Bu arada, artık ligin iddialı takımlarından olmalarına sevindim,en azından İzmir takımlarının Bank Asya Play-Off'larındaki en büyük kabusları son bulacak.

15 Temmuz 2012 Pazar

YILDIZLAR BEKO BASKETBOL LİGİNDE


Geçen seneki fiyaskodan sonra kulüplerimiz işi sıkı tuttular, kalitesi tartışılmayacak basketbolcular transfer ettiler.FB Ülker Panathinaikos'un iki veteran yıldızı Mike Batiste ve Romain Sato'yu getirdi.Anadolu Efes ise NBA'den geçen sene Maccabi ile Avrupa tecrübesi tatmış bir isimn olan Jordan Farmar 'la anlaştı.Gerçi geçen sene de böyle paralar harcayarak önemli kadrolar kurulmuş fakat başarı gelmemişti.Bu sefer her takımın başında önemli koçların da olduğunu varsayarsak F-4 için umutlanmamak elde değil.Tabi geçen sene İstanbul'da Final Four yaşamak en güzeliydi ama biz ne zaman olursa olsun razıyız.Bu arada belirtelim, GS Medical Park da önemli bir aksilik çıkmazsa Henri Domercant ile anlaştı.Gönül isterdi ki onlar da ülkemizi Euroleague'de temsil etsin.Olsun,biz Erman Kunter ve öğrencilerine güveniyoruz.

12 Temmuz 2012 Perşembe

GALATASARAY ŞAMPİ...


Fenerbahçe'nin yerli transfer hamlelerine karşılık Galatasaray çok sert yanıt verdi.Bana göre Türk futbolcular içinde alınabilecek en iyi 2 adamı aldılar.Zaten bir diğerini de geçen sene satmışlardı.Bu transferlerden sonra hem yabancı kontenjanı açıldı hem de Şampiyonlar Ligi için Fatih Terim'in eli oldukça güçlendi.Seneye Fenerbahçe ve Galatasaray arasında çok sıkı bir rekabet yaşanacak, bu kesin.Ehh, biz futbolseverlere de koltuğumuza yaslanıp bu şöleni izlemek düşecek.

6 Temmuz 2012 Cuma

HAMİT DERBİSİ


Türkiye'nin en büyük 2 takımı resimdeki adam için yarışıyor.Bence Hamit'i alan rakibine karşı büyük bir avantaj sağlar.Böyle iyi bir oyuncu hem de Türk olan böylesine iyi bir oyuncu yabancı sınırlamasının daha azalacağı düşünülürse kesinlikle kaçmaz.Bana kalırsa Galatasaray Melo'nun yerine alacaksa Hamit'i büyük bir yanlış yapar.Çünkü özellikleri tamamen farklı.Fakat sağ kanatta da fazla verimli olabileceğini düşünmüyorum.Eğer Melo takımda kalırsa Hamit'in oynayabileceği en iyi formasyon Selçuk-Melo-Hamit orta sahasıyla 4-3-3 olur.Fenerbahçe ise neredeyse piyasadaki tüm kalburüstü Türkleri topladı.Hem kendi güçlendi, hem rakiplerinin seçeneklerini azalttı.Egemen,Salih,Topal,Hasan Ali'den sonra Hamit'i de alırlarsa Milli takımın omurgasını oluştururlar,net.Atletico Madrid'e giden Emre'nin yerini de yabancı sınırlamasını harcamadan kapatmış olurlar.Mehmet Topal'ı saymıyorum çünkü Emre defansif orta saha değil.Bakalım , merakla bekliyoruz sonucu.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

KLASİK SONUÇ


Son 2 büyük kupanın sahibi İspanya Euro 2012'yi de kazanarak rekor kırdı.Ben İtalya'yı daha şanslı görüyordum ama özellikle Motta sakatlandıktan sonra maç angaryaya döndü.İlk yarı 2-0 bitmesine rağmen kora kor bir mücadele vardı sahada. 2.yarıda Di Natale yakaladıklarını harcamasa daha zevkli bir final izleyebilirdik.Sonuçta İspanya Barcelona'nın yaşadığı düşüşten etkilenmedi (en azından skor olarak) ve kupanın sürpriz ekibi İtalya'ya 4 gol atmayı başardı.Gönül bu turnuvada Almanya-İspanya maçını da izlemek isterdi ama 2014'e kısmetmiş.

29 Haziran 2012 Cuma

KELLİ FELLİ BALOTELLI


İtalya şike skandalı sonrası katıldığı 3.turnuvada da finali gördü.Bakalım yine kazanabilecekler mi?Çok ilginç bir tesadüf olur gerçekten.Belki de olmaz?

Almanya turnuvada ilk defa geriye düştü ve çok zorlandılar.Tabi rakip İtalya olmasa belki bu kadar zorlanmazlardı.

Löw'ün sağ tarafta Kroos tercihi orta sahada İtalya'ya üstünlük kurmak adınaydı ama bu plan tutmadığı gibi üstüne sağ kanatları da koridor oldu.

Son dakikadaki faulu bile şişirmek yerine pasla kullanan bir Almanya izledik.

Bu maçla birlikte Almanya'nın İtalya'yı mağlup edememe şanssızlığı da devam etti.

Pirlo futbolu bırakınca İtalya'nın nasıl bir bocalama yaşayacağını bu maçla birlikte daha iyi anladık.

Ve son olarak ; tabi ki Süper Mario Balotelli.

28 Haziran 2012 Perşembe

İSPANYA FİNALDE


Maç başladığında eminim çoğu kişi kendini El Clasico'da hissetmiştir.Portekiz'in gereksiz sertliği,olur olmadık itirazları ve kendi oyunundan ziyade İspanya'yı bozmaya çalışması Real Madrid'i yeterince andırdı.Fakat daha çok bu seneki El Clasicolara benziyordu maç.Çünkü İspanya da Barcelona gibi eski havasında değildi,rakipleri onları bir adım daha çözmüştü. Maç öncesi seranomide de görüleceği üzere Ronaldo ve arkadaşları fena halde bilenmiş şekilde başladılar mücadeleye.Aslında 90 dakikanın bitişine kadar çok net pozisyonlar verdikleri de söylenemez,zaten verilenler de bir elin parmaklarını geçmez.Buna karşın özellikle Ronaldo'nun uzaktan şutları ve frikikleriyle tehlikeli gelen bir Portekiz izledik.Nani'nin de turnuvadaki en iyi oyununu oynamasıyla Ronaldo'nun sırtındaki yük daha da azaldı.Defansta ise Pepe muazzam oynadı bana kalırsa.Maçın hakkı olan penaltılarda ben Portekiz'i daha şanslı görüyordum fakat Bento'ya takıldım.Penaltıların en kritik anında topun başına Bruno Alves gelince iş işten geçmişti.Ronaldo bana kalırsa son penaltıya kendisini saklayarak büyük risk aldı ama kaybetti.Olsun bir gün elbet kazanır.

26 Haziran 2012 Salı

YÜZSÜZLÜK


Bildiğiniz gibi İnönü Stadı'nın yıkılacağı belli olduğundan beri (gerçi son 5 yıldır hep yıkılıyor bu stat) büyük bir   atışma söz konusu.Çünkü Beşiktaş Jimnastik Kulübü maçlarını TT Arena'da oynamak istiyor.E tabi ben de olsam orada oynamak isterdim! Fakat bu kadar kamuoyu baskısı yaratıp,ettiğim laflarla Galatasaray'ı sıkıştırır mıydım bilmiyorum.Önce Fikret Orman gelecek sene maçlarını bu statta oynamak istediklerini açıkladı.Sonra Fatih terim de bu konuya ılımlı yaklaştı.Ama başta Adnan Öztürk olmak üzere bazı yöneticiler ve taraftarların çoğu tam da iyi bir stada kavuşmuşken onu paylaşmak istemedi doğal olarak.Bu noktada Beşiktaş'ın geçtiğimiz senelerde Galatasaray'ı Olimpiyat Stadı'na mahkum etmesinin de payı yadsınamaz.Galatasaray'ın bu isteğe olumsuz yaklaşması üzerine Beşiktaş kibarlığı aştı,"Seve seve vermezseniz sike sike alırız" demeye kadar getirdi işi argo tabiriyle.Ben bu emrivaki durumunu hiç yakıştıramadım Beşiktaş gibi bir camiaya.Gidersiniz herkese sorarsınız,kim izin verirse onun stadında oynarsınız.Bu kadar yüzsüzlüğe gerek yok bence.Hele de yeni bir yapılanma planıyla boş bir sayfa açtıysanız,bu ve benzeri davranışlarınızla Yıldırım Demirören'i aratacaksınız demektir.

22 Haziran 2012 Cuma

SEMPATİK FENER


Emre Belözoğlu Atletico Madrid'e gitti.İzmirli genç Salih Uçan ve en çok saygı duyduğum futbolcuların başında gelen Dirk Kuyt geldi.Fenerbahçe daha mı sempatik olmaya başladı ne?

21 Haziran 2012 Perşembe

AMRABAT VE 15 MİLYON EURO


Dün Galatasaray futbol takımı Kayserispor'dan Amrabat için 7.5 milyon euro teklif etti ve açıkçası herkes artık Kayseri'nin olumlu cevabını bekliyordu.Onlar ise taşak geçti sanki : "Bizi heyecanlandıran bir teklif yapın".Doğal olarak başkan Ünal Aysal da hem resti çekti hem de teklifi.Ki çok haklıdır.Bana kalırsa Amrabat en fazla 5 milyon euro edebilecek bir futbolcu ama büyük takımlarımızda bir alışkanlık var,o da yurt dışını hiç araştırmadan ligde bulunan hazır yerli-yabancı oyuncuları almak istemeleri.Bu alışkanlık yüzünden hem Anadolu kulüplerinin götü kalkıyor hem de piyasa oldukça yükseliyor.(Tabi bu göt kalkıklığında Federasyonun yabancı kısıtlaması da oldukça etkili.) Oysa Galatasaray gözünü başka kapılara dikse, orada bizim takımlarımızdaki yöneticilerin aksine "ticaret" ve de "futbolcu psikolojisi"nden anlayan yöneticilerin olduğu bir sürü takım ve o takımların bir sürü gelecek vaadeden futbolcusu var.Kayserispor ise bence büyük hata yaptı.Takımda oynamak istemeyen ve taraftarla arası açık olan bir oyuncuyu hem de cazip bir bedel karşılığında gönderecek zeka kırıntısını göstermezseniz,6 yıldır olduğunuz yerde sayarsınız.

13 Haziran 2012 Çarşamba

GERİ SAYIM?


Sizin de bildiğiniz gibi Euro 2012'de maçlar başlamadan geri sayım yapılıyor.Açıkçası benim çok garibime gitti.Orijinal bir fikir ama yeşil sahaya yakıştıramadım.Ne o öyle yılbaşı kutlaması gibi.Onun yerine bizimkilerin   3'lüsü çok daha güzel geliyor kulağıma.

HELAL OLSUN SİZE


Beşiktaş Milangaz Türkiye Kupası ve EuroChallenge'den sonra mücadele ettiği 3.kulvarda da şampiyon oldu.Bizim okul takımından daha dar bir kadroyla bunu başarmaları takdire şayan.Arroyo,Bonsu,Erceg,Hawkins,Dudley,Kartal,Mehmet,Can,Adem,Serhat,Mehmet Ali...Hatta Deron,Semih.. Hepsinin payı var bu büyük başarıda.Tabi en büyük pay da coach Ergin Ataman'ın.Az ama öz olan yabancılarını çok verimli,mümkün olduğunca sahada tutarak kullandı,yanına da formda yerlileri yerleştirerek mükemmel bir takım oluşturdu.Seyircinin de bu güzel takıma kimyası tutunca başarının gelmesi kaçınılmaz oldu.Play-Off'ta art arda 3 Euroleague takımını eleyerek de seneye katılacakları turnuvaya hazır olduklarını gösterdiler.Tebrikler Beşiktaş Milangaz!

10 Haziran 2012 Pazar

EURO 2012 2.GÜN DEĞERLENDİRMESİ


                                         HOLLANDA-DANİMARKA

Turnuvanın görece ilk sürprizi bu maçta yaşandı ve Portakallar Vikinglere mağlup oldu.İlk yarıda net pozisyonlar yakaladı aslında Hollanda ama bir türlü topu 3 direk arasından sokamadılar.Özellikle Van Persie'nin beceriksizliği dillere destandı.Herhalde RVP her gol kaçırdığında kameraların Huntelaar'ı göstermesinden neden böyle etkisiz oynadığı anlaşılıyordur.Danimarka ise elemelerde nasıl Portekiz'in önünde grup liderliğini aldığını kanıtladı biz futbolseverlere.Özellikle Krohn-Dehli'yi çok beğendim."Bizim takımlarımız nasıl bulamıyor böyle adamları" geyiğine girmeyeceğim.Ama kesin olan bir şey var ki, o da Hollanda için gruptan çıkma şansının %50'nin altına düştüğüdür.


                                          ALMANYA-PORTEKİZ

Şu ana kadarki maçlardan en merak edileni Almanya-Portekiz maçı ise beklediğim gibi temposuz,kısır ve yavan geçti.Ronaldo yine yeni ve yeniden milli takım formasıyla güçlü bir takıma karşı gelemedi.Portekiz forvet eksikliğini çok çekti.Acilen yeni jenerasyondan bir forvet bulmaları gerekiyor yoksa böyle iyi oynadıkları maçlarda bile mağlup olmaya devam ederler.Almanya'ya gelecek olursak en beğendiğim oyuncu Dortmundlu Hummelsti.Hem fizik kuvveti,hem zekası,hem topu oyuna sokuşu hem de hamle becerisiyle beni kendine hayran bıraktı.Onun dışında Khedira da gayet iyi oynadı.2010 Dünya Kupası'ndan beri kendini Real Madrid'de ne kadar geliştirdiğini göstermiş oldu.Bu iki isim haricinde ise fazla göze batan yoktu.Maçlar ilerledikçe Almanya alıştığımız formunu yakalayıp kupayı kazanacaktır tahminimle.
                                     

9 Haziran 2012 Cumartesi

DANY NOUNKEU GALATASARAY'DA


Ve  Galatasaray ilk transferini gerçekleştirdi.Servet'in ayrılmasıyla asıl mevkisi stoper olan sadece Gökhan-Semih ve Ujfalusi kalmıştı.Bu transferle birlikte rotasyon da makul bir seviyeye geldi.Ayrıca Dany diğer 3 isimden farklı olarak oldukça çevik ve teknik bir stoper.Bence çok yerinde bir transfer oldu.Tek soru işareti bonservisine verilen 3.3 milyon euro.Sanki biraz pahalı kaçmış ama Anadolu kulüplerinden oyuncu almanın ne kadar zor olduğu malumunuz.Tabi ki farklı liglerden de oyuncu alınabilirdi ama ligi tanıyan bir oyuncu olması,Türkiye'ye alışma süreci yaşamayacak olması önemli.Tabi bu transfer sonucu olumludan çok olumsuz yorum okuyunca oldukça şaşırdım.Birisi de "Şampiyonlar Ligi tecrübesi olmayan" bir futbolcu demiş.Bu fikre cevap Ekşi Sözlükten geliyor : "Şampiyonlar Ligi tecrübesi öenmliyse Muslera'yı gönderip Hakan Arıkan'ı alalım."

YORUM SHOW BAŞLADI



EURO 2012'nin başlamasıyla TRT'nin yorumcuları da şova başladı.Hayır anlamıyorum sanki ülkede başka yorumcular yokmuş gibi her maçta ya Ömer Üründül ya Hikmet Karaman...Hadi Ömer Üründül para almıyor o yüzden yorumlatıyorsunuz da Hikmet Karaman da nereden çıktı? Bu adam teknik direktör mü yorumcu mu programcı mı scout mu hiç anlayamayacağım.

EURO 2012 İLK GÜN DEĞERLENDİRMESİ


                                                 POLONYA-YUNANİSTAN    
   
Açılış maçı öncesi açıkçası ben de herkes gibi bu maçın az gollü olacağını,yani iddaa tabiriyle "alt" biteceğini düşünüyordum.Nitekim öyle de oldu ama mucizevi bir şekilde.Maçta bolca pozisyon ve yüksek etempo vardı.90 dakikada sıkıldığım zaman aralığı 10 dakikayı geçmez.Ki,Yunanistan'ın olduğu bir maçta bu büyük bir başarıdır.Herhalde teknik direktörleri Santos biraz da bu ön yargıyı kırabilmek adına maça 3 forvetle çıktı belki de.Celtic'te gözden uzakta oynayan Samaras,Yunan futbolunun Arda Turan'ı Ninis ve Samsun'da kısa sürede 8 gol atan Gekas.Fakat kağıt üstünde göz alıcı duran bu hücum hattı,ilk yarıda tel tel döküldü.Gerçi onlara da hak vermek lazım,ayaklarına doğru düzgün top da gelmedi! Ev sahibi Polonya ise azami derecede istekli,enerjik,hırs doluydu.Bunun sonucunda gol avantajını da yakaladılar.Maç gayet güzel giderken hakem Carballo sahadaki oyunun ağzına sıçtı desek yanlış olmaz.Önce Yunanistan'ın penaltısını vermedi,sonra da çok çok haksız bir kararla Sokratis'e kırmızı kartını gösterdi.Devre arasında bunun sonucunda gaza gelmiş olması muhtemel Yunanistan ise 2.yarıya Salpingidis'i alarak başladı.Bu hamle işe de yaradı.Salpingidis 2 gol attı biri ofsayt nedeniyle sayılmadı,bir de penaltı yaptırdı onu da Karagounis kaçırdı.Sonuçta 2 takım da kendileri için kötü sayılmayacak bir skorla kardeş kardeşe bitirdiler maçı.Bakalım Aziz Yıldırım şike duruşmasında bu maçın sonunu gösterecek mi hakime?



                                               RUSYA-ÇEK CUMHURİYETİ  


Akşam ise bizimkilerin maçı vardı.Sürpriz olmadı,Rusya rahat kazandı.Çekleri bu halde görmek cidden üzüntü verici.Onlar en büyük darbeyi 2008'de şimdi futbolu bırakan birinden yediler aslında...CSKA'nın genç yeteneği Dzagoev bu turnuvada kendisini Rusya Ligi'nde izleyemeyenlere kanıtlayacak gibi.Tabi bu işten en kazançlı çıkacak da kulübü CSKA Moskova olacak.2004'ün gol kralı Baros'u bu halde görmek ise iç acıtan cinsten.Her ne kadar bekleneni veremese de sanki diğer oyuncular çok iyiymiş gibi sadece onun ıslıklanmasını da ayrıca yadırgadım.

5 Haziran 2012 Salı

EURO 2012 ÖNCESİ


Turnuvaya 3 gün kaldı.Bu yazıda sizlere genel bir bakış açısıyla grupları değerlendirmeye çalışacağım.Evet başlıyoruz.

                                                                        A GRUBU


Belki yıldız sayısı az ama turnuvanın en çekişmeli grubu bence.Ev sahibi Polonya,defans uzmanı Yunanistan,Hiddink'le yükselişe geçip bunu Dick Adcovaat'la devam ettirmeyi düşünen Rusya ve eski günlerini arayan Çek Cumhuriyeti.Kim çıksa şaşırmam açıkçası.Fakat Polonya ve Rusya şanslı görünen takımlar.

                                                                       B GRUBU


Turnuvanın ölüm grubu deniliyor fakat Portekiz'in Türkiye karşısındaki acizliğini gördük.Hazırlık maçıydı o demeyin çünkü Portekiz 2006'dan beri büyük turnuvalarda başarılı olamıyor.Euro 2012'de de tersinin olacağını sanmıyorum.Danimarka ile 3.lük için çekişirler.Hollanda ve Almanya'nın ise en az yarı finale kadar yolu var.Kısacası bu grupta da sürpriz beklemiyorum.

                                                                      C GRUBU


Son şampiyon İspanya , David Villa ve Puyol olmadığı için bu turnuvada bekleneni veremeyebilir.Tabi oyuncuların çoğu Real Madrid ve Barcelona'da oynadığı için başarıya çok da aç olmayan oyuncular.Bir de kulüp takımlarıyla senede 60 maça çıkınca yorgunluk da etkisini gösterebilir.Her şeye rağmen İspanya'nın bu kolay grupta rahatlıkla 1.olacağını düşünüyorum.Sonrası ise belirsiz.İtalya'nın içinde bulunduğu şike sorunu onları oldukça tehlikeli yapıyor.Çünkü 1982 ve 2006 yıllarında böyle bir olay sonrasında müthiş bir kenetlenme sonucu katıldıkları turnuvaların şampiyonu olmuşlardı.Açıkçası kapalı kutular.Sonuncu da olabilirler ikinci de.Birincilik mi?Sanmıyorum.Hırvatistan ve İrlanda da İtalya ile 2.lik için çekişir.

                                                                   D GRUBU


Fransa,İngiltere,İsveç,Ukrayna....İsimleri büyük ama oyunları küçük takımlar bu grupta toplanmış.Her turnuvaya müthiş bir heyecanla gelen İngiltere bu sefer ilk defa temkinli geliyor.Bu yüzden gruptan çıkmak için şansları var.Fransa ise Domenech travmasından kurtulduktan sonra yeni yeni toparlanıyor.Fakat kadroları cidden çok kaliteli.Gruptan zorlanmadan çıkacaklardır.İsveç, İbra ve Elmander önderliğinde İngiltere'yi zorlayacaktır.Zaten uzun yıllardır İngilizlere karşı yenilgileri yok.Açıkçası 1.olsalar bile şaşırmam.Çünkü dediğim gibi hem İngiltere hem Fransa sağı solu belli olmayan takımlar.Ukrayna ev sahibi olmasına rağmen turnuvada en az şans verdiğim takım.Veteranlarının ve taraftarlarının önderliğinde puan almaya çalışırlar.

3 Haziran 2012 Pazar

YENİ MİLLİ TAKIM


Abdullah Avcı'nın gelişiyle Milli takımda hak edenin forma giyeceği konusunda umutlanmıştım.Bu umudumun boşa olmadığını daha iyi anladım.Engin Baytar'ı,Sercan Saraer'i,Bekir İrtegün'üyle belli bir fikre saplanmadan güzel bir karma takım yarattı Avcı.Oyuncuların birbirlerine,teknik heyete,en önemlisi de kendilerine saygısı var.Ligdeki futbolsuz geçen süreç de futbolseverlerin Milli takıma bağlanmasına daha çok önem vermesine yol açtı.Dün de Portekiz karşısında geleceğe yönelik önemli veriler elde ettik.Tamam şans fazlasıyla yanımızdaydı ama Hiddink döneminde şans yanımızdayken bile saçmaladığımız anları hatırladıkça seviniyorum şimdiki duruma.2014 için baya umutluyum,eminim çoğu kişi de bana katılıyordur.Şunu da belirtmek lazım; Euro 2012 heyecanını keşke kendi ülkemiz için yaşasaydık.Olsun zararından neresinden dönülse kardır.Artık turnuva istikrarını yakalarız inşallah.

SALİH UÇAN HAKKINDA


Türkiye'nin altyapı konusunda örnek alınası nadir kulüplerinden Bucaspor'un bana göre Emre Güral'la birlikte en çok gelecek vaadeden oyuncusunu almıştır Fenerbahçe.Bu yüzden tebrik etmek lazım.Ama asıl iş; oyuncuyu transfer etmekte değil,onu geliştirip kullanabilmekte.Bunun sıkıntısını daha önce çok kereler çekti Fenerbahçe,herhalde bu konuda hemfikiriz.

Aykut Kocaman'ın 2 senedir yaptığı transferlere bakacak olursak,yıllardır alıştığımız Fenerbahçe profilinden farklı bir görüntü sergilediği ortada.Gerek Dia,Stoch olsun gerekse Serdar Kesimal,Özgür Çek olsun bu anlayışın ürünleri.Emre Belözoğlu'nun da Atletico Madrid'e gitmesiyle Salih için forma şansı doğdu.Kendisini 1-2 kere canlı izledim.Söyleyebilirim ki sadece saçı değil,futbolu da Cristian'ı andırıyor.Box to box tarzında,hem hücum hem savunma işini yapan,gerektiğinde kayarak topu rakibinden söken,gerektiğinde ise oyun kuran bir oyuncudan bahsediyorum.Eğer fiziğini biraz daha geliştirebilirse Fenerbahçe'nin orta sahaya transfer gerekliliğini azaltabilir.Yeter ki şu 1-2 seneyi oynayarak geçirsin.Umarım Fenerbahçe bir genç oyuncunun daha mezarlığı olmaz,çünkü Salih'ten çok umutluyum.

28 Mayıs 2012 Pazartesi

YİNE YENİ VE YENİDEN KASIMPAŞA


Bir Bank Asya Play-Off finali daha Kasımpaşa'nın galibiyetiyle sonuçlandı.Süper Lig'de İstanbul takımı bolluğu,Adanaspor'un özlenmesi ve siyasi düşünceler gibi nedenlerle çoğu kişi gibi ben de Adanaspor'u tutuyordum ama Bank Asya golcüsü Adem Büyük ve bu lige fazla gelen yedeklerinin kalitesiyle Süper Lig'e çıkmayı hak eden bir oyun ortaya koydu Kasımpaşa.Maçın başında Barbaros Barut'un gereksiz kırmızı kartı ise tam bir mallıktı.Bir şehrin kaderiyle oynadı desek yeridir.Her şeye rağmen 10 kişiyle çok iyi direndi Adanaspor.Maç öncesi yazıda da belirttiğimiz gibi eksik oynamaya alışkınlar ne de olsa.Özellikle Mbilla'nın 90 + 4'teki golü beni 2007'deki Kasımpaşa-Altay finaline götürdü.Bir dejavu yaşar mıyız diye bekledim ama olmadı.Tebrikler Kasımpaşa,artık "asansör takım" tabirinden kurtulmanız dileğiyle..

27 Mayıs 2012 Pazar

ADANASPOR-KASIMPAŞA






Bank Asya 1.Lig'ten Süper Lig'e çıkacak son takım bu akşam Ankara'da belli olacak.2.yarı çok iyi maçlar ortaya koyan Adanaspor ile kaliteli kadrosuyla bu lige fazla gelen Kasımpaşa'nın mücadelesinde Adanaspor'un mükemmel mücadelesi ve defansıyla 8 yıllık hasreti sonlandıracağını düşünüyorum.Kasımpaşa daha önce Play-Off finallerinde Altay ve Karşıyaka'yı çok dramatik maçlarda yenerek 2 kere Süper Lig'e çıkmıştı.Bir İzmirli olarak da beni derinden yaralamıştı.Bu yüzden dileğim bu sefer yenilmeleri.Zaten Süper Lig'de yeterince İstanbul takımı var,bir tanesine daha gerek yok diye düşünüyorum.Ki;böyle olmasa bile Adanaspor 2.yarıda  9 kişi,10 kişi kalıp yendiği maçlardaki gayretiyle Süper Lig'i daha fazla hak ediyor.Bakalım Kasımpaşa'nın veteranlar kadrosunu geçebilecekler mi?

20 Mayıs 2012 Pazar

SÜPER LİG 2011-2012 SEZONU ALTIN 11

Pek futbolun konuşulmadığı bir sezonda size bu seneki en iyi 11'i çıkartmaya çalıştım.Bu kadro benim şahsi görüşüm.Eğer sizin de farklı bir görüşünüz varsa yorumla belirtebilirsiniz.

KALECİ-FERNANDO MUSLERA  


Kalecilerden yana başı Mondragon'dan beri ağrıyan Galatasaray'a pahalı geldi ama ilaç gibi geldi.İlk haftalarda tutuk olsa da takıma ve ülkeye alıştıktan sonra en çok maçta gol yememe rekorunu kırdı(19 maç).Özellikle Süper Final'in son haftasındaki Fenerbahçe maçı bu maçlar arasında en önemlisiydi.Volkan Demirel de sezon genelinde çok iyiydi ama şampiyon takımın sempatik kalecisini seçmek istedim.

SAĞ BEK-EBOUE


Galatasaray'la başladık Galatasaray'la devam ediyoruz.Aynı kaleci mevkisi gibi sağ bekte uzun süreler büyük sıkıntılar çeken Galatasaray 3.5 milyon euroya Sabri'den kurtuldu desek yeridir.Arsenal'de uzun seneler forma giymiş deneyimli futbolcu ilk dönemde alışık olmadığı pozisyonlarda istenileni veremedi ama sonra sağ beke geçmesiyle bindirmeleri,asistleri,defansif zekası ve golleriyle göz doldurdu.Sezonun tartışmasız en iyi sağ bek performansı.


STOPER-YOBO


Fenerbahçe'nin Everton'dan bir kez daha kiralayarak kadroda tuttuğu Nijeryalı futbolcu,özellikle Lugano'nun vedasından sonra sağlam duruşuyla defansı çok iyi toparladı.Yanındaki partneri hep değişmesine rağmen Aykut Kocaman'nın defanstaki sigortası oldu.Geri kalan sezondaki en büyük hatası üstte bulunan Eboue'den yediği çalım olsa gerek.

STOPER-EGEMEN KORKMAZ


Trabzonspor'un Seluk İnan'la beraber elinden kaçırdığı 2 oyuncudan biri olarak taraftarı olduğu Beşiktaş'la anlaşmayı tercih etti.Burada da Trabzon'daki formunu arttırarak sürdürdü.Beşiktaş'ın değişmez oyuncularından biri oldu.Sene boyunca sergilediği istikrarlı performansıyla burada yer almayı hak etti.

SOL BEK-DEDE


Borussia Dortmund'la Bundesliga şampiyonluğu yaşayarak Eskişehirspor'a geldi.Son yıllarda Alman ekibinden bulamadığı şansı burada yeterince buldu.Yaşına rağmen takımının en iyisiydi.Taraftarların da sevgilisi oldu.Bu lige böyle profesyonel futbolcular gerektiğini gösterdi.

ÖN LİBERO-MELO


Serie A'da altın bidon seçildikten sonra büyük bir özgüven sorunu yaşayarak Galatasaray'a geldi.Fakat buradaki oyunuyla Fiorentina günlerini hatırlattı.Zaman zaman stoperleri 3'ledi, zaman zaman takımının gol yükünü çekti.Aynı zamanda sahadaki agresif tavrıyla takımını psikolojik olarak taşıdı.Süper Final'de takımın en sakin oyuncusu olarak arkadaşlarını rahatlattı.Rakipler ondan nefret etti,Galatasaray taraftarları taptı.Riera'yla arasındaki kavga da sorunsuz bitti.

ORTA SAHA-SELÇUK İNAN

İlginç ama Trabzonspor'un para alamadan elinden kaçırdığı bir diğer futbolcu Selçuk İnan da bu kadroya girdi.Hatta en çok hak eden oydu.Ligin tartışmasız en iyi oyununu sergiledi.Takımın şefi oldu.Pasları ve frikikleriyle takımına goller kazandırdı.Defansta Melo'ya büyük yardımı oldu.Tempoyu belirleyerek takımına nefes aldırdı.Kariyerindeki en iyi sezonuydu,şu an Türk oyuncular içinde en iyisi olarak gözüküyor.

OYUN KURUCU-FERNANDES

Beşiktaş'a geldiğinden beri bir parlayıp bir sönüyordu.Ta ki Carvalhal onu kadro dışı bırakana kadar.Bu olaydan sonra gece hayatını bıraktı,idmanlarda yeterince çalıştı.Fiziği geliştirerek mükemmel oyun zekasını gösterdi.Duran toplardaki asistleriyle arkadaşlarına bol bol gol kazandırdı.Ligin en pahalı oyuncularından biri haline geldi.Bu yaz transfer olursa kimse şaşırmamalı.

SOL FORVET-STOCH

2 sene önce Fenerbahçe'nin Galatasaray'ın elinden kaparak aldığı Stoch ilk senesinde gösteremediği hünerlerini bu sene gösterdi.Neredeyse her golü jeneriklikti.Driplingleri,şutları ve ortalarıyla takımının bu seneki en iyi oyuncusu oldu.Fenerbahçe'nin tıkanan hücumlarını tek başına açtı.

SAĞ FORVET-ELMANDER

Bolton'dan bonservis bedeli olmadan Galatasaray'a geldiğinde yedek forvet olarak düşünülüyordu.Ama 2.forvet transferinin yapılamaması ve Baros'un formsuzluğu ona ilk 11'in kapılarını açtı.En golcü sezonunu yaşadı.Derbileri boş geçmeyerek takımının zirvede kalmasını sağladı."Defansif forvet" terimi literatürümüze soktu.Rakip defansları mahvetti.Hatta öyle ki,Süper Final'de çok kötü olmasına rağmen 34 maçlık performansıyla burada yer almayı hak etti.

SANTRAFOR-BURAK YILMAZ

Geçen sene gol krallığını Alex'e kaptırdı ama bu sene ezici bir farkla gol kralı oldu.Trabzonspor'un her maçında gol haberi geldiğinde golü kimin attığı hiç düşünülmedi bile.Frikik,kafa,karşı karşıya,yerden,uzaktan,sağdan,soldan...Nereden nasıl olursa olsun gollerini sıraladı.Avrupa'nın gözde golcülerinden biri haline geldi.Türkiye'nin forvet sorunu çektiği şu dönemde kendini muazzam derecede geliştirerek(Şenol Güneş sağolsun) biz futbolseverleri sevindirdi.












AVRUPA'NIN EN BÜYÜĞÜ CHELSEA


Maç öncesi kupayı Chelsea'nın kaldıracağını düşünüyordum.Ama bu tahminimin mantıklı bir açıklaması yoktu.Belki finale gelene kadar Chelsea'nın süren şansı,belki de Euroleague'de son 4'te en az şans verilen Olympiakos'un şampiyon olması gibi Barça,Real,Bayern arasından Chelsea'nın kupayı alması gerektiği...Ne derseniz deyin artık.Maça Bayern oldukça baskılı başladı,Chelsea her zamanki gibi defans güvenliğini elden bırakmayıp şans yakalarsa Drogba 1 tane araya sıkıştırır mantığıyla mücadele ediyordu.Allianz Arena'da olmanın da etkisiyle Bayern ilk yarıda topu hiç Chelsea'ye vermedi.Ama çok net bir pozisyon bulduklarını da söylemek güç bu devrede.Maçın son 10 dakikasını izlemeseniz bir şey kaybetmezsiniz.Ama 83'te Müller golü atınca galiba Bayern 2 sene önce kılpayı kaçırdığı kupayı bu sefer kaldıracak dedim kendi kendime.O da ne?Drogba herkes gibi beni de şaşırttı ve Chelsea'nın ilk kornerinde golü attı.Böylece maç uzatmalara gitti.Son dakikalarda gelen Chelsea golüyle maç uzayınca bu gazla kupayı da alırlar ve maç öncesi tahminim gerçekleşir diye düşündüm.Aynı 2008'deki Hırvatistan-Türkiye maçında olduğu gibi.Tek fark,burada daha oynanması gereken 30 dakika daha vardı. 95.dakikada Drogba Barça maçındaki gibi defansa yardım etmek isterken yine penaltıyı yaptırdı.Topun başına geçenin Robben olduğunu görünce kaçıracağına emindim.Çünkü senaryonun böyle olması gerekti.Bu kupayı Chelsea'nın alması gerekti.Lampard,Terry,Drogba,Cole gibi veteranların kariyerlerinin son döneminde bu kupayı kazanması gerekti.Son 8 yıldaki en zayıf kadrosuyla bu başarıyı kazanan Chelsea'nın , sahibi Abramoviç'e "Her şey parayla değil" hatırlatması yapması gerekirdi.Dortmund maçında penaltıyı kaçıran,Real maçında şansının da yardımıyla kıl payı fileleri bulan Robben'e penaltı attırılmaması gerektiğini Heynckes'in anlaması gerekirdi.Takımın ruhunu temsil eden oyuncuların oynaması gerektiğini Angel Di Matteo'nun Villas-Boas'a anlatması gerekirdi.
Tebrikler Chelsea,tebrikler Di Matteo,tebrikler Cech.Ama en büyük tebrik de 35 yaşında aslanlar gibi oynayan Drogba'ya.İyi ki sene başında Galatasaray'a gelmemiş ve Süper Final saçmalığıyla uğraşacağına kariyerine mükemmel bir veda gecesi hazırlamış.

14 Mayıs 2012 Pazartesi

FUTBOLA NELER OLUYOR?





Geçen hafta Trabzon'da yaşananlardan sonra bu hafta da Kadıköy ve Rize'de yaşananlar utanç vericiydi.1 hafta içinde 3 tane meydan muharebesi.Futbolumuzu bu hale getirenlere hediye olsun...

EFSANE ŞAMPİYONLUK


Dünkü efsane maçlardan biri de Manchester City-QPR arasında oynandı.City yenerse Manu 10 fark yapmadığı sürece şampiyon oluyordu.Ama rakip QPR'nin de düşme korkusu vardı.Aslında Zabaleta'nın golüyle iyi de başlamıştı maviler maça.Öbür maçtan gelen Rooney golü haberi de pek ilgilendirmedi o yüzden Etihad Stadyumu sakinlerini.İlk yarı böyle bitti.İkinci yarıda Lescott topu sektirince Djibril Cisse eşitliği sağladı.Fakat Joey Barton çok sorumsuzca 2 hareket yaparak takımını 10 kişi bırakınca herkes gibi ben de City'den goller ve fark bekledim.Ama o da ne! QPR maç başından beri 3.kez geldiği City kalesine 2.golü yazdırıyordu.Stattakiler soğuk bir duş aldı.Dakika 90 olduğunda durum hala 2-1di ve Manchester Unitedlılar maçın bitimiyle şampiyonluk kutlamalarını bekliyordu.Lakin City'nin de buraya kadar getirmişken pes etmeye niyeti yoktu.Önce Dzeko sonra Aguero'yla 3-2lik üstünlüğü buldular ve mucizevi şekilde 44 yıl sonra şampiyon oldular.Manchester United ise belki City'nin normal galibiyetinde üzülmeyeceği bir durumda böyle kaçan şampiyonluk sonrası kahroldu.Ee tabi herkes Fenerbahçe değil ki son hafta şampiyonluğu kaybetsin.

BİR İSTANBUL MASALI


Evet farkındayım başlık çok orijinal ama Olimpiakos'un Euroleague şampiyonluğu başka türlü zor ifade edilir.Sene başında yıldızlarını bir bir elden çıkarıp genç Yunan ve vasat yabancıları Spanoulis'in çevresine dizen ve bu sezon hem FB Ülker hem GS Medical Park'a yenilen Olimpiakos Avrupa'nın en büyüğü oldu.Hem de yıldızlar karması CSKA'yı 19 sayı geriden gelip yenerek bunu başardılar.Koç Ivkovic ve MPV seçilen Spanoulis'e şapka çıkarmak gerekiyor.Milyon dolarlık takım kurup TOP 16'da elenen takımlarımıza ders olması dileğiyle...

13 Mayıs 2012 Pazar

AKHİSAR SÜPER LİGDE


Bir İzmirli olarak Manisaspor'un da ligden düşmesiyle Süper Lig'de Ege takımı kalmadı diye üzülüyordum.Neyse ki Akhisar Belediye ve Gençlikspor Bank Asya'da şampiyon oldu ve Manisa şehrinin Süper Lig eksikliğini hemen doldurdu.5 sene önce 3.Lig'de olan bir takım için harika bir başarı.Bu sene Hamza Hamzaoğlu önderliğinde kısıtlı bütçeyle kurulan kaliteli kadro ders olarak okutulacak nitelikte.Darısı memleketimin takımlarının başına...

TEBRİKLER GALATASARAY!


Artık işkence haline gelen ligimiz nihayet sona erdi.Süper Final'in son maçında Galatasaray,Kadıköy'den puan çıkararak şampiyonluğa ulaştı.Fenerbahçe maçı çok istedi,10 kişiyken bile maçı zorladılar ama Galatasaray savunması çok soğukkanlı ve sakindi.Bu maçlar birlikte Şükrü Saraçoğlu'nda 3 maçlık yenilmezlik serisi de yakaladılar.Yavaş yavaş bu fobinin de sonuna geliniyor galiba.
Galatasaray bu şampiyonluğu sonuna kadar hak etti.Ligde daha iyi top oynayan,daha çok savaşan ve en kaliteli kadroya sahip olan takım onlardı.Rakiplerinin bambaşka işlerle uğraştığı bu sezonu iyi değerlendirdiler.Şimdi hedef uzun bir aradan sonra çıkılacak Devler Ligi arenasında başarıyı yakalamak olmalı.
Fenerbahçe ise bu kadar soruna rağmen heyecanı son maça kadar taşıdığı için büyük bir teşekkürü hak ediyor.Dileğimiz bir daha böyle saçma bir sezon olmaması.Ayrıca geçen postta meydana gelmesinden korktuğumuz olaylar da umarım TFF ve Digitürk'ü kendine getirmiştir.

11 Mayıs 2012 Cuma

HEYECAN


Play-Off'u icat edenler amaçlarına ulaştılar desek yanlış olmaz herhalde.Puan farkı 9dan 5e indi ve adeta bir futbol mucizesiyle Fenerbahçe Türk Telekom Arena'dan 3 puan çıkarınca Süper Final heyecanı da buraya kadar geldi.Evet,fantezi dünyamızda hayalini kurduğumuz şey oluyor, son hafta Fenerbahçe-Galatasaray maç yapıyor, kazanan şampiyon olacak.Beraberlik de deplasman ekibine yarıyor.Filmde olsa gerçekçi bulunmayacak bir senaryo ama 'tesadüf' eseri hayatımızda meydana geliyor.Play-Off'u saçma bulduğumu en baştan beri söylüyorum ama açık konuşmak gerekirse 1 haftadır da her an bu maçı düşünüyorum.Çok gergin,hırslı,mücadele yüklü,intikam dolu bir derbi bizleri bekliyor.Şike soruşturmasından sonra camia olarak bütünleşen ve (şansın da yardımıyla) hem kupada hem ligde buraya kadar gelen Fenerbahçe de , ligde 9 puan fark atan,oyunuyla rakiplerini ezen (Ama son maçlarda düşüşte olan) Galatasaray da şampiyon olamazsa çok yazık olacak.Ama umarım sonuç ne olursa olsun Süper Final'i çıkartanların vicdanını sızlatacak olay ya da olaylar yaşanmaz maçtan sonra.