13 Temmuz 2013 Cumartesi

TAIWO BURSASPORDA


Özellikle son 4-5 yıldır büyük takımlarımızın dışında Anadolu kulüpleri de dünya futbolunda tanınan, kariyeri parlak yıldız oyuncular transfer etmeye başladılar. ( Zalayeta, Cernat, LuaLua, Mouche , Altidore , Belluschi, Gekas, Makukula, Freddy Adu vb) Taye Taiwo da bu kategoriye sokabilecek futbolculardan biri. Marsilya,Milan ve Dinamo Kiev formalarını giymiş bir isim. Ne şanslıyız ki bu sene Süper Lig'de mücadele edecek.Ülkede sol bek kıtlığı varken Bursaspor ligin en iyi sol bekine sahip oldu böylece. Tahkim'den dönmeyecek bir cezayla Şampiyonlar Ligi'ne girme ihtimallerinin de bulunduğunu varsayarsak , Devler Ligi'ne yakışan bir adam aldılar. Büyük takımlarımız niye bulup da transfer etmez klişesine girmeyi düşünmüyorum, çünkü gözümde Bursaspor da bu ülkenin beşinci büyüğüdür. Özellikle yabancılarının Beşiktaş ve Trabzonspor'dan aşağı kaldığını sanmıyorum.

Taye Taiwo Roberto Carlosgillerden bir sol bek. Yani kısa boylu ama güçlü, tempolu, hücuma oldukça sık katılan, uzaktan şutları çok tehlikeli ve hızlı mı hızlı. Bir insan bek pozisyonunda daha ne ister? O bölgede oynayan Vederson'un 3-4 gömlek üstü bir futbolcu. Fakat Federasyonun saçmasapan kuralı yüzünden bazı maçlarda formayı Vederson giyebilir ki sonra ligimizde niye kaliteli futbol oynanmıyor diye üzülmeyelim şimdiden uyarayım. Riera'dan da Kadlec'den de İsmail'den de, Cech'den de daha kaliteli olduğu su götürmez bir gerçek. Fakat Marsilya'dan sonra kariyerinde bir düşüş olduğu gerçek. Milan'da yeteri kadar oynama fırsatı bulamadı,geçen sene QPR'ye, yazın da Kiev'e kiralandı ama oraya da alışamadı.Eğer ki Türkiye'ye adaptasyon sıkıntısı çekmezse seneye İstanbul büyüklerimiz 8 milyon euro vererek Bursaspor'u ihya eder diye düşünüyorum.

10 Temmuz 2013 Çarşamba

HER YAZ MELO


3 senedir her şey değişti, Galatasaray'ın Melo'yu transfer edememe krizi değişmedi.İlk sene Temmuz'da kiralanmıştı gerçi ona laf yok. Sonradan iyi bir hazırlık dönemiyle de kariyerinin en verimli sezonunu yaşamıştı Brezilyalı. Geçen yaz ligin başlamasından sonra anlaşıldı, ilk yarı neredeyse hiç yoktu, sadece kalede verimli olabildi :) .Devre arası Scott Piri'nin de olağanüstü katkısıyla yine geçen seneki görüntüsünden kesitler sergiledi. Özellikle ilkbaharla birlikte her maç sahanın yıldızı olmaya aday bir performans ortaya koydu. Şampiyonlar Ligi'nde de takımın en önemli oyuncuları arasındaydı gerek tecrübesi gerek soğukkanlılığı gerek hırsıyla. Sezon bitti, yine aynı dert başladı. 2 senedir genelde sergilediği çok iyi performansa rağmen Melo'nun  alınmamasının birçok nedeni var. Birincisi yabancı sınırlaması. O bölgeye yapılamayan Alper Potuk ve Gökhan İnler transferlerinden sonra el mecbur yeniden yabancıya yöneldi Galatasaray. Hatta son bir haftadır Wellington'la anlaşıldığı konuşuluyordu ama o transfer de sonuçlandırılamadı yeniden Melo ağır bastı çünkü. Tabi ki Felipe Melo çok daha hazır bir oyuncu.Bu sene katkısı çok daha üst seviyede olur.

Sınırlama dışında Melo'nun bütçesi de çok zorluyor Galatasaray'ı. Kendisi artık 30 yaşına bastı ve hala yüksek bir garanti ücret istiyor. Kulübü Juventus'un da ondan aşağı kalır yanı yok.Nuh diyor peygamber demiyor Zebralar. Fenerbahçe'nin Yobo hikayesini de geçti artık bu durum. Şu noktada aklıma bir soru takılıyor, 3 senedir bu kiralama için vakit ve nakit kaybı yapmak yerine parayı toptan vererek alamaz mıydınız bu oyuncuyu? Hadi ilk sene denemeydi, peki geçen yaz? Zaten 2 senedir Juve'ye verilen ücretleri düşersek bu sene 1-1.5 M euro daha fazla vererek alabilirdiniz. Böyle deyince de " Ama Melo kendini garantiye alınca iyi oynamıyor, kiralıkken kendini aldırmak için oynuyor " diye cevap veriyorlar ki asıl buna sinir oluyorum. Bu kadar saçma bir düşünce olabilir mi? Kötü oynayınca da "Kendini bu takımdan hissetmiyor, nasıl olsa seneye yok" diyorlar. Hele hele Melo'nun Brezilya Milli Takımı sevdasını da düşünecek olursak kiralık ya da satılık performansında bir değişim olacağını sanmıyorum. Tabi bunlar artık boşa konuşulacak şeyler. Galatasaray bu sene de kiralayabilir Melo'yu. Sanırım kiralaya kiralaya sözleşmesini bitirecek ve sonra bedavaya anlaşacaklar. :) Agresif davranışları, değişik tepkilerini falan geçiyorum artık, bunlara zaten alıştı Galatasaray seyircisi. Sonuç olarak fiyatı çok yüksek olmadığı sürece Melo'nun alınması ya da kiralanması gerektiğini düşünenlerdenim.

DURMAK YOK YOLA DEVAM


Evet artık üniversite sınavı geride kaldı, tercihler de bu hafta bitiyor. 10 ay önce söylediğim gibi sözümde duruyor ve bloga tam gaz devam ediyorum.Bu sene sınav senesiydi ama spordan uzak kaldım mı? Tabi ki hayır, hatta Avrupa kupalarındaki başarılarla birlikte bu sene oldukça keyifli geçti denilebilir.Bundan sonra önümde beni meşgul edecek bir sınav , iş ya da görev göremiyorum. Eskisinden de çok aktif olacağıma emin olabilirsiniz.Açıkçası bıkana kadar da burada yazmayı düşünüyorum ki bıkacağımı da hiç sanmıyorum.Neyse, önümüzdeki postlarda görüşmek üzere sevgili takipçiler.

16 Eylül 2012 Pazar

UZUN BİR ARA


Blogu açalı 7 ayı geçkin bir süre oldu daha, aslında yazmak da istiyorum ama bu sene Üniversite sınavı için bu tarz hobilerime ara vermem gerekiyor.Haziran'da kesin dönüş yapacağım, sık aralıklarla yazı yazmaya devam edeceğim.Fakat Haziran'a kadar belki 5 post bile giremeyebilirim.Beni şimdiden anlayışla karşıladığınızı ve bekleyeceğinizi biliyor, esen kalın diyorum efem...

7 Eylül 2012 Cuma

HOLLANDA 2-0 TÜRKİYE


2 yeni yapılanan milli takımın maçında favori olan taraf kazandı maalesef.Maç öncesi kadrola baktığımızda tabi ki herkes gibi şaşkınlığa uğradık.Çünkü en iyi orta saha oyuncun Selçuk İnan'ı, en iyi sol bek oyuncun Hakan Balta'yı yedek bırakıp, Tunay'ı da ilk 11'de sahaya sürdü Abdullah Hoca.Karşıda ise 3 ay öncesine göre fazlasıyla değişim vardı.Hele orta saha defans hatlarını görünce iştahım kabardı desem yeridir.Tam dişimize göre laçka bir savunma hattıydı.Hücum hatları ise her zamanki gibi göz korkutucuydu.

2 takımın da defanslarının birbirlerine alışık olmamasından mütevellit , temposuz bir maç olmasına rağmen pozisyon sayısı boldu.Özellikle Arda'yla kaçırdığımız net fırsat çok kritikti.Bu pozisyonları atmadan da dünya starı olunmuyor işte.Hamit sağ bekte çok aksadı,Robben karşısında acınacak hallere düştü.Portekiz maçında bile Ronaldo'yu daha iyi savunmuştu.

Her duran topta tehlike yaratmamız maç boyu gözüken tek artımızdı diyebilirim.Bundan sonra Estonya maçıyla beraber en iyi 2.lik hedefi kovalanmalıdır.Hollanda maçları dışında diğer takımları rahatça yenebilecek güce fazlasıyla sahibiz.İstanbul'da da Hollanda'dan puan alacağımızı tahmin ediyorum.Avcı ve öğrencilerine Hollanda'ya deplasmanda kaybettiler diye kızmak saçma olur.Sabırla desteğe devam!

4 Eylül 2012 Salı

CRIS ÜZERİNE


Ujfa'nın sakatlığıyla tüm planları bozulan Galatasaray, son günde canhıraş bir müdahele ile Cris'i transfer etti stopere.Evet herkesin de söylediği gibi 35 yaşında bir futbolcu almak pek akıl karı değil.Fakat stoper ve kalecilerin 30'ların sonuna kadar oynayabileceğini düşünen bir yapım var.Üstelik bu transfer için bonservis parası ödenmedi.Sözleşme de 1 yıllık.Ehh, Şampiyonlar Ligi'ni Semih,Dany ve Gökhan Zan'la götürmek intihar sebebi olurdu.Bir de şöyle bir şey var.Semih,Ujfa,Dany... Gökhan Zan dışında kafa topuna çok iyi çıkan bir stoperi yoktu Galatasaray'ın. Cris hem hücumda hem defansta kafa toplarında çok iyi bir oyuncu olarak takımın bu zaafını kapatabilir.Hele de yaşından dolayı iyice ağırlaşan Cris'in açıklarını ise Semih ya da Dany mükemmel atletik özellikleriyle kapatabilir.Kısacası tandemi uyumlu hale gelirse Galatasaray'ın işi fazlasıyla kolaylaşır gruptan çıkmak ve ligde şampiyonluk adına.Gerisini ise biraz form,biraz şans,biraz da Fatih Hoca belirleyecek.Kısacası geçen sene (her ne kadar mevkileri farklı olsa da) Necati'nin 5 ayda yaptığı katkının yanından geçerse, Cris transferi beklentilere cevap veren bir hamle olur.

RAUL MEIRELES ÜZERİNE


Fenerbahçe son Şampiyonlar Ligi şampiyonu Chelsea'nın banko orta sahası Raul Meireles'i transfer etti.Böylelikle orta sahada Mehmet Topal'ın partneri de bulunmuş oldu.Meireles ve Emre Belözoğlu'nun stillerini birbirine benzetirsek yanlış yapmış oluruz, Meireles Emre'den daha çok rakip kaleyi düşünen,uzaktan şutlarla gol arayan bir isim.Fakat Mehmet Topal'ın da daha defansif olduğunu sayarsak, iki isim birbirini dengeleyebilir.Ama bu ikilinin en büyük özellikleri uzaktan şutlarının isabetli ve sert olması.Rakip defansı açamadığı zamanlarda Fenerbahçe'nin sık sık başvuracağı bir yöntem olabilir gol bulmak adına.

Chelsea Essien'i de satmışken bu transfere niye razı geldi,ya da Meireles Chelsea'yi bırakıp niye Fenerbahçe'ye geldi hala anlayabilmiş değilim.Sadece "para" cevabı yetersiz kalıyor bence.Neyse üzümünü yiyelim bağını sormayalım.Bu arada bu sene Fenerbahçe cidden çok kaliteli yabancı transferleri yaptı.Kuyt,Krasic,Sow,Meireles ve Stoch'la bana göre ligin en iyi hücum hattına büyük farkla sahipler.Özellikle Galatasaray'ın Cris,Amrabat,Dany transferlerinin yanında bu isimler çok daha ağır basıyor.Bu, vizyon meselesidir.Kaç para verildiğine bakılmaksızın işine çok yarayabilecek futbolcuları transfer eden bir anlayışı var Fenerbahçe'nin.Saygıyla karşılamak lazım.

31 Ağustos 2012 Cuma

BURSA VE TRABZON


Rakipler belli olduğunda tahminim Trabzon'un eleyip Bursa'nın elenmesiydi ama 2 temsilcimiz de elendi.Açıkçası çok da şaşırmadım! Trabzon'da Burak Yılmaz'ın yokluğu fazlasıyla hissediliyor.Üstüne bir de Colman'ın şımarıklığı gelince vasat Macar takımına 210 dakika gol atamadılar.Bursaspor ise Twente'ye iyi direndi , onlar da rotasyonlarının darlığının kurbanı oldu.Ertuğrul Sağlam'da gelişme olduğunu belirtmek gerek bu arada.Daha fazla konuşmak istemiyorum, dün gece bizim için felaket bir geceydi.Daha sezon başlamadan Avrupa'da sadece 2 temsilcimiz kaldı diyeyim gerisini siz anlayın!

C GRUBU


Spartak Moskova'ya elenen Fenerbahçe ise; Marsilya, Monchengladbach (kendim yazdım) ve AE Limassol ile eşleşti. İlk torbadan gelen Marsilya Eskişehir karşısında da gördüğümüz gibi eski gücünde değil, ama sorun şu ki Fenerbahçe de eski gücünde değil.Lige çok iyi başladılar fakat güven vermeyen bir yapıları var.Bence dişimize göre rakiplerden biri.

3.torbadan Monchengladbach'ın gelmesi bana göre çok kötü oldu.Geçen seneden Reus,Dante gibi yıldızlarını kaybettiler fakat Xhaka,De Jong,Alvaro Dominguez gibi transferlerle çok büyük güç kaybettiklerini söylemek yanlış olur.Zaten Devler Ligi elemesinde de Dinamo Kiev'i oldukça zorlamışlardı.En önemli isimleri kenardaki Lucien Favre.Marsilya'dan daha zor bir rakip olduklarını düşünüyorum.

Son olarak Kıbrıs'tan AE Limassol geldi.İsimlerini yeni yeni duyuruyorlar.Ülke puan sıralaması bakımından da kesinlikle altımıza almamız gereken bir takım.Evet Kıbrıs futbolu son yıllarda bir atılım gerçekleştirdi ama Fenerbahçe'ye güçlerinin yeteceğini düşünmüyorum.Yeterse de bu Kanarya'nın ayıbı olur.Bu grupta 2. ya da 3. oluruz, 1. ya da 4. değil.

H GRUBU


Dün Monaco'da çekilen kura sonucu Şampiyonlar Ligi'ndeki tek temsilcimiz Galatasaray'ın rakipleri belli oldu.Türk takımlarının çok sevdiği Manchester United 1.torbadan geldi.Sanırsam Avrupa'da en çok eşleştiğimiz takım Manu.Ama şansımız tutuyor bu takıma karşı.Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın Old Trafford galibiyetleri akla ilk gelenlerden.Barcelona ve Real Madrid düşünülünce tercih edilebilecek bir takım bence.Defanslarında sakat çok fazlayken avantaj yakalayabiliriz.

Geçen sene Beşiktaş'ın elediği bir takımdı Braga ama nasıl elediğini hepimiz biliyoruz.İlk maçta 10 kişi kalan Braga, 2.maçta İnönü'de turu geçmeye çok yaklaşmıştı.Son yıllarda yükselen bir grafikleri var.Özellikle Amorim,Hugo Viana ve Custodio'lu orta sahaları yeterince korkutucu.2 maçta 4 puan benim için yeterlidir Braga'dan.Tabi 2.torba seviyesinde çekilebilecek en iyi takım geldi orası ayrı konu.

Son torbadan Dortmund gelecek diye çok korktuk ama Romanya'dan Cluj geldi.Daha önce Culio'lu kadrolarıyla Devler Ligi tecrübesini yaşamışlardı.Açıkçası fazla bir bilgim yok bu takımla ilgili.Romanya Ligi'nde şu sırada Vaslui'nin altındalar diyelim, 6 puanı beklemeye başlayalım.

Özetle söylemek gerekirse Avrupa Ligi tadında bir kura oldu diyebilirim.Uzun bir aradan sonra katıldığıız bir arenada üst tur için favori olmak , Galatasaray'ın büyük şansıdır diyelim yazıyı bitirelim.