29 Haziran 2012 Cuma

KELLİ FELLİ BALOTELLI


İtalya şike skandalı sonrası katıldığı 3.turnuvada da finali gördü.Bakalım yine kazanabilecekler mi?Çok ilginç bir tesadüf olur gerçekten.Belki de olmaz?

Almanya turnuvada ilk defa geriye düştü ve çok zorlandılar.Tabi rakip İtalya olmasa belki bu kadar zorlanmazlardı.

Löw'ün sağ tarafta Kroos tercihi orta sahada İtalya'ya üstünlük kurmak adınaydı ama bu plan tutmadığı gibi üstüne sağ kanatları da koridor oldu.

Son dakikadaki faulu bile şişirmek yerine pasla kullanan bir Almanya izledik.

Bu maçla birlikte Almanya'nın İtalya'yı mağlup edememe şanssızlığı da devam etti.

Pirlo futbolu bırakınca İtalya'nın nasıl bir bocalama yaşayacağını bu maçla birlikte daha iyi anladık.

Ve son olarak ; tabi ki Süper Mario Balotelli.

28 Haziran 2012 Perşembe

İSPANYA FİNALDE


Maç başladığında eminim çoğu kişi kendini El Clasico'da hissetmiştir.Portekiz'in gereksiz sertliği,olur olmadık itirazları ve kendi oyunundan ziyade İspanya'yı bozmaya çalışması Real Madrid'i yeterince andırdı.Fakat daha çok bu seneki El Clasicolara benziyordu maç.Çünkü İspanya da Barcelona gibi eski havasında değildi,rakipleri onları bir adım daha çözmüştü. Maç öncesi seranomide de görüleceği üzere Ronaldo ve arkadaşları fena halde bilenmiş şekilde başladılar mücadeleye.Aslında 90 dakikanın bitişine kadar çok net pozisyonlar verdikleri de söylenemez,zaten verilenler de bir elin parmaklarını geçmez.Buna karşın özellikle Ronaldo'nun uzaktan şutları ve frikikleriyle tehlikeli gelen bir Portekiz izledik.Nani'nin de turnuvadaki en iyi oyununu oynamasıyla Ronaldo'nun sırtındaki yük daha da azaldı.Defansta ise Pepe muazzam oynadı bana kalırsa.Maçın hakkı olan penaltılarda ben Portekiz'i daha şanslı görüyordum fakat Bento'ya takıldım.Penaltıların en kritik anında topun başına Bruno Alves gelince iş işten geçmişti.Ronaldo bana kalırsa son penaltıya kendisini saklayarak büyük risk aldı ama kaybetti.Olsun bir gün elbet kazanır.

26 Haziran 2012 Salı

YÜZSÜZLÜK


Bildiğiniz gibi İnönü Stadı'nın yıkılacağı belli olduğundan beri (gerçi son 5 yıldır hep yıkılıyor bu stat) büyük bir   atışma söz konusu.Çünkü Beşiktaş Jimnastik Kulübü maçlarını TT Arena'da oynamak istiyor.E tabi ben de olsam orada oynamak isterdim! Fakat bu kadar kamuoyu baskısı yaratıp,ettiğim laflarla Galatasaray'ı sıkıştırır mıydım bilmiyorum.Önce Fikret Orman gelecek sene maçlarını bu statta oynamak istediklerini açıkladı.Sonra Fatih terim de bu konuya ılımlı yaklaştı.Ama başta Adnan Öztürk olmak üzere bazı yöneticiler ve taraftarların çoğu tam da iyi bir stada kavuşmuşken onu paylaşmak istemedi doğal olarak.Bu noktada Beşiktaş'ın geçtiğimiz senelerde Galatasaray'ı Olimpiyat Stadı'na mahkum etmesinin de payı yadsınamaz.Galatasaray'ın bu isteğe olumsuz yaklaşması üzerine Beşiktaş kibarlığı aştı,"Seve seve vermezseniz sike sike alırız" demeye kadar getirdi işi argo tabiriyle.Ben bu emrivaki durumunu hiç yakıştıramadım Beşiktaş gibi bir camiaya.Gidersiniz herkese sorarsınız,kim izin verirse onun stadında oynarsınız.Bu kadar yüzsüzlüğe gerek yok bence.Hele de yeni bir yapılanma planıyla boş bir sayfa açtıysanız,bu ve benzeri davranışlarınızla Yıldırım Demirören'i aratacaksınız demektir.

22 Haziran 2012 Cuma

SEMPATİK FENER


Emre Belözoğlu Atletico Madrid'e gitti.İzmirli genç Salih Uçan ve en çok saygı duyduğum futbolcuların başında gelen Dirk Kuyt geldi.Fenerbahçe daha mı sempatik olmaya başladı ne?

21 Haziran 2012 Perşembe

AMRABAT VE 15 MİLYON EURO


Dün Galatasaray futbol takımı Kayserispor'dan Amrabat için 7.5 milyon euro teklif etti ve açıkçası herkes artık Kayseri'nin olumlu cevabını bekliyordu.Onlar ise taşak geçti sanki : "Bizi heyecanlandıran bir teklif yapın".Doğal olarak başkan Ünal Aysal da hem resti çekti hem de teklifi.Ki çok haklıdır.Bana kalırsa Amrabat en fazla 5 milyon euro edebilecek bir futbolcu ama büyük takımlarımızda bir alışkanlık var,o da yurt dışını hiç araştırmadan ligde bulunan hazır yerli-yabancı oyuncuları almak istemeleri.Bu alışkanlık yüzünden hem Anadolu kulüplerinin götü kalkıyor hem de piyasa oldukça yükseliyor.(Tabi bu göt kalkıklığında Federasyonun yabancı kısıtlaması da oldukça etkili.) Oysa Galatasaray gözünü başka kapılara dikse, orada bizim takımlarımızdaki yöneticilerin aksine "ticaret" ve de "futbolcu psikolojisi"nden anlayan yöneticilerin olduğu bir sürü takım ve o takımların bir sürü gelecek vaadeden futbolcusu var.Kayserispor ise bence büyük hata yaptı.Takımda oynamak istemeyen ve taraftarla arası açık olan bir oyuncuyu hem de cazip bir bedel karşılığında gönderecek zeka kırıntısını göstermezseniz,6 yıldır olduğunuz yerde sayarsınız.

13 Haziran 2012 Çarşamba

GERİ SAYIM?


Sizin de bildiğiniz gibi Euro 2012'de maçlar başlamadan geri sayım yapılıyor.Açıkçası benim çok garibime gitti.Orijinal bir fikir ama yeşil sahaya yakıştıramadım.Ne o öyle yılbaşı kutlaması gibi.Onun yerine bizimkilerin   3'lüsü çok daha güzel geliyor kulağıma.

HELAL OLSUN SİZE


Beşiktaş Milangaz Türkiye Kupası ve EuroChallenge'den sonra mücadele ettiği 3.kulvarda da şampiyon oldu.Bizim okul takımından daha dar bir kadroyla bunu başarmaları takdire şayan.Arroyo,Bonsu,Erceg,Hawkins,Dudley,Kartal,Mehmet,Can,Adem,Serhat,Mehmet Ali...Hatta Deron,Semih.. Hepsinin payı var bu büyük başarıda.Tabi en büyük pay da coach Ergin Ataman'ın.Az ama öz olan yabancılarını çok verimli,mümkün olduğunca sahada tutarak kullandı,yanına da formda yerlileri yerleştirerek mükemmel bir takım oluşturdu.Seyircinin de bu güzel takıma kimyası tutunca başarının gelmesi kaçınılmaz oldu.Play-Off'ta art arda 3 Euroleague takımını eleyerek de seneye katılacakları turnuvaya hazır olduklarını gösterdiler.Tebrikler Beşiktaş Milangaz!

10 Haziran 2012 Pazar

EURO 2012 2.GÜN DEĞERLENDİRMESİ


                                         HOLLANDA-DANİMARKA

Turnuvanın görece ilk sürprizi bu maçta yaşandı ve Portakallar Vikinglere mağlup oldu.İlk yarıda net pozisyonlar yakaladı aslında Hollanda ama bir türlü topu 3 direk arasından sokamadılar.Özellikle Van Persie'nin beceriksizliği dillere destandı.Herhalde RVP her gol kaçırdığında kameraların Huntelaar'ı göstermesinden neden böyle etkisiz oynadığı anlaşılıyordur.Danimarka ise elemelerde nasıl Portekiz'in önünde grup liderliğini aldığını kanıtladı biz futbolseverlere.Özellikle Krohn-Dehli'yi çok beğendim."Bizim takımlarımız nasıl bulamıyor böyle adamları" geyiğine girmeyeceğim.Ama kesin olan bir şey var ki, o da Hollanda için gruptan çıkma şansının %50'nin altına düştüğüdür.


                                          ALMANYA-PORTEKİZ

Şu ana kadarki maçlardan en merak edileni Almanya-Portekiz maçı ise beklediğim gibi temposuz,kısır ve yavan geçti.Ronaldo yine yeni ve yeniden milli takım formasıyla güçlü bir takıma karşı gelemedi.Portekiz forvet eksikliğini çok çekti.Acilen yeni jenerasyondan bir forvet bulmaları gerekiyor yoksa böyle iyi oynadıkları maçlarda bile mağlup olmaya devam ederler.Almanya'ya gelecek olursak en beğendiğim oyuncu Dortmundlu Hummelsti.Hem fizik kuvveti,hem zekası,hem topu oyuna sokuşu hem de hamle becerisiyle beni kendine hayran bıraktı.Onun dışında Khedira da gayet iyi oynadı.2010 Dünya Kupası'ndan beri kendini Real Madrid'de ne kadar geliştirdiğini göstermiş oldu.Bu iki isim haricinde ise fazla göze batan yoktu.Maçlar ilerledikçe Almanya alıştığımız formunu yakalayıp kupayı kazanacaktır tahminimle.
                                     

9 Haziran 2012 Cumartesi

DANY NOUNKEU GALATASARAY'DA


Ve  Galatasaray ilk transferini gerçekleştirdi.Servet'in ayrılmasıyla asıl mevkisi stoper olan sadece Gökhan-Semih ve Ujfalusi kalmıştı.Bu transferle birlikte rotasyon da makul bir seviyeye geldi.Ayrıca Dany diğer 3 isimden farklı olarak oldukça çevik ve teknik bir stoper.Bence çok yerinde bir transfer oldu.Tek soru işareti bonservisine verilen 3.3 milyon euro.Sanki biraz pahalı kaçmış ama Anadolu kulüplerinden oyuncu almanın ne kadar zor olduğu malumunuz.Tabi ki farklı liglerden de oyuncu alınabilirdi ama ligi tanıyan bir oyuncu olması,Türkiye'ye alışma süreci yaşamayacak olması önemli.Tabi bu transfer sonucu olumludan çok olumsuz yorum okuyunca oldukça şaşırdım.Birisi de "Şampiyonlar Ligi tecrübesi olmayan" bir futbolcu demiş.Bu fikre cevap Ekşi Sözlükten geliyor : "Şampiyonlar Ligi tecrübesi öenmliyse Muslera'yı gönderip Hakan Arıkan'ı alalım."

YORUM SHOW BAŞLADI



EURO 2012'nin başlamasıyla TRT'nin yorumcuları da şova başladı.Hayır anlamıyorum sanki ülkede başka yorumcular yokmuş gibi her maçta ya Ömer Üründül ya Hikmet Karaman...Hadi Ömer Üründül para almıyor o yüzden yorumlatıyorsunuz da Hikmet Karaman da nereden çıktı? Bu adam teknik direktör mü yorumcu mu programcı mı scout mu hiç anlayamayacağım.

EURO 2012 İLK GÜN DEĞERLENDİRMESİ


                                                 POLONYA-YUNANİSTAN    
   
Açılış maçı öncesi açıkçası ben de herkes gibi bu maçın az gollü olacağını,yani iddaa tabiriyle "alt" biteceğini düşünüyordum.Nitekim öyle de oldu ama mucizevi bir şekilde.Maçta bolca pozisyon ve yüksek etempo vardı.90 dakikada sıkıldığım zaman aralığı 10 dakikayı geçmez.Ki,Yunanistan'ın olduğu bir maçta bu büyük bir başarıdır.Herhalde teknik direktörleri Santos biraz da bu ön yargıyı kırabilmek adına maça 3 forvetle çıktı belki de.Celtic'te gözden uzakta oynayan Samaras,Yunan futbolunun Arda Turan'ı Ninis ve Samsun'da kısa sürede 8 gol atan Gekas.Fakat kağıt üstünde göz alıcı duran bu hücum hattı,ilk yarıda tel tel döküldü.Gerçi onlara da hak vermek lazım,ayaklarına doğru düzgün top da gelmedi! Ev sahibi Polonya ise azami derecede istekli,enerjik,hırs doluydu.Bunun sonucunda gol avantajını da yakaladılar.Maç gayet güzel giderken hakem Carballo sahadaki oyunun ağzına sıçtı desek yanlış olmaz.Önce Yunanistan'ın penaltısını vermedi,sonra da çok çok haksız bir kararla Sokratis'e kırmızı kartını gösterdi.Devre arasında bunun sonucunda gaza gelmiş olması muhtemel Yunanistan ise 2.yarıya Salpingidis'i alarak başladı.Bu hamle işe de yaradı.Salpingidis 2 gol attı biri ofsayt nedeniyle sayılmadı,bir de penaltı yaptırdı onu da Karagounis kaçırdı.Sonuçta 2 takım da kendileri için kötü sayılmayacak bir skorla kardeş kardeşe bitirdiler maçı.Bakalım Aziz Yıldırım şike duruşmasında bu maçın sonunu gösterecek mi hakime?



                                               RUSYA-ÇEK CUMHURİYETİ  


Akşam ise bizimkilerin maçı vardı.Sürpriz olmadı,Rusya rahat kazandı.Çekleri bu halde görmek cidden üzüntü verici.Onlar en büyük darbeyi 2008'de şimdi futbolu bırakan birinden yediler aslında...CSKA'nın genç yeteneği Dzagoev bu turnuvada kendisini Rusya Ligi'nde izleyemeyenlere kanıtlayacak gibi.Tabi bu işten en kazançlı çıkacak da kulübü CSKA Moskova olacak.2004'ün gol kralı Baros'u bu halde görmek ise iç acıtan cinsten.Her ne kadar bekleneni veremese de sanki diğer oyuncular çok iyiymiş gibi sadece onun ıslıklanmasını da ayrıca yadırgadım.

5 Haziran 2012 Salı

EURO 2012 ÖNCESİ


Turnuvaya 3 gün kaldı.Bu yazıda sizlere genel bir bakış açısıyla grupları değerlendirmeye çalışacağım.Evet başlıyoruz.

                                                                        A GRUBU


Belki yıldız sayısı az ama turnuvanın en çekişmeli grubu bence.Ev sahibi Polonya,defans uzmanı Yunanistan,Hiddink'le yükselişe geçip bunu Dick Adcovaat'la devam ettirmeyi düşünen Rusya ve eski günlerini arayan Çek Cumhuriyeti.Kim çıksa şaşırmam açıkçası.Fakat Polonya ve Rusya şanslı görünen takımlar.

                                                                       B GRUBU


Turnuvanın ölüm grubu deniliyor fakat Portekiz'in Türkiye karşısındaki acizliğini gördük.Hazırlık maçıydı o demeyin çünkü Portekiz 2006'dan beri büyük turnuvalarda başarılı olamıyor.Euro 2012'de de tersinin olacağını sanmıyorum.Danimarka ile 3.lük için çekişirler.Hollanda ve Almanya'nın ise en az yarı finale kadar yolu var.Kısacası bu grupta da sürpriz beklemiyorum.

                                                                      C GRUBU


Son şampiyon İspanya , David Villa ve Puyol olmadığı için bu turnuvada bekleneni veremeyebilir.Tabi oyuncuların çoğu Real Madrid ve Barcelona'da oynadığı için başarıya çok da aç olmayan oyuncular.Bir de kulüp takımlarıyla senede 60 maça çıkınca yorgunluk da etkisini gösterebilir.Her şeye rağmen İspanya'nın bu kolay grupta rahatlıkla 1.olacağını düşünüyorum.Sonrası ise belirsiz.İtalya'nın içinde bulunduğu şike sorunu onları oldukça tehlikeli yapıyor.Çünkü 1982 ve 2006 yıllarında böyle bir olay sonrasında müthiş bir kenetlenme sonucu katıldıkları turnuvaların şampiyonu olmuşlardı.Açıkçası kapalı kutular.Sonuncu da olabilirler ikinci de.Birincilik mi?Sanmıyorum.Hırvatistan ve İrlanda da İtalya ile 2.lik için çekişir.

                                                                   D GRUBU


Fransa,İngiltere,İsveç,Ukrayna....İsimleri büyük ama oyunları küçük takımlar bu grupta toplanmış.Her turnuvaya müthiş bir heyecanla gelen İngiltere bu sefer ilk defa temkinli geliyor.Bu yüzden gruptan çıkmak için şansları var.Fransa ise Domenech travmasından kurtulduktan sonra yeni yeni toparlanıyor.Fakat kadroları cidden çok kaliteli.Gruptan zorlanmadan çıkacaklardır.İsveç, İbra ve Elmander önderliğinde İngiltere'yi zorlayacaktır.Zaten uzun yıllardır İngilizlere karşı yenilgileri yok.Açıkçası 1.olsalar bile şaşırmam.Çünkü dediğim gibi hem İngiltere hem Fransa sağı solu belli olmayan takımlar.Ukrayna ev sahibi olmasına rağmen turnuvada en az şans verdiğim takım.Veteranlarının ve taraftarlarının önderliğinde puan almaya çalışırlar.

3 Haziran 2012 Pazar

YENİ MİLLİ TAKIM


Abdullah Avcı'nın gelişiyle Milli takımda hak edenin forma giyeceği konusunda umutlanmıştım.Bu umudumun boşa olmadığını daha iyi anladım.Engin Baytar'ı,Sercan Saraer'i,Bekir İrtegün'üyle belli bir fikre saplanmadan güzel bir karma takım yarattı Avcı.Oyuncuların birbirlerine,teknik heyete,en önemlisi de kendilerine saygısı var.Ligdeki futbolsuz geçen süreç de futbolseverlerin Milli takıma bağlanmasına daha çok önem vermesine yol açtı.Dün de Portekiz karşısında geleceğe yönelik önemli veriler elde ettik.Tamam şans fazlasıyla yanımızdaydı ama Hiddink döneminde şans yanımızdayken bile saçmaladığımız anları hatırladıkça seviniyorum şimdiki duruma.2014 için baya umutluyum,eminim çoğu kişi de bana katılıyordur.Şunu da belirtmek lazım; Euro 2012 heyecanını keşke kendi ülkemiz için yaşasaydık.Olsun zararından neresinden dönülse kardır.Artık turnuva istikrarını yakalarız inşallah.

SALİH UÇAN HAKKINDA


Türkiye'nin altyapı konusunda örnek alınası nadir kulüplerinden Bucaspor'un bana göre Emre Güral'la birlikte en çok gelecek vaadeden oyuncusunu almıştır Fenerbahçe.Bu yüzden tebrik etmek lazım.Ama asıl iş; oyuncuyu transfer etmekte değil,onu geliştirip kullanabilmekte.Bunun sıkıntısını daha önce çok kereler çekti Fenerbahçe,herhalde bu konuda hemfikiriz.

Aykut Kocaman'ın 2 senedir yaptığı transferlere bakacak olursak,yıllardır alıştığımız Fenerbahçe profilinden farklı bir görüntü sergilediği ortada.Gerek Dia,Stoch olsun gerekse Serdar Kesimal,Özgür Çek olsun bu anlayışın ürünleri.Emre Belözoğlu'nun da Atletico Madrid'e gitmesiyle Salih için forma şansı doğdu.Kendisini 1-2 kere canlı izledim.Söyleyebilirim ki sadece saçı değil,futbolu da Cristian'ı andırıyor.Box to box tarzında,hem hücum hem savunma işini yapan,gerektiğinde kayarak topu rakibinden söken,gerektiğinde ise oyun kuran bir oyuncudan bahsediyorum.Eğer fiziğini biraz daha geliştirebilirse Fenerbahçe'nin orta sahaya transfer gerekliliğini azaltabilir.Yeter ki şu 1-2 seneyi oynayarak geçirsin.Umarım Fenerbahçe bir genç oyuncunun daha mezarlığı olmaz,çünkü Salih'ten çok umutluyum.