Hafta sonu Fransa Kupası finalinde Lyon 3.lig ekibi Quevilly'i 1-0 yenerken kaptan Cris maç sonu kupayı rakip kaptan Beaugrard ile birlikte kaldırıyor.Kendinden çok daha güçlü rakipleri eleyerek finale gelen Quevilly de böylece onurlandırılıyor.Çok güzel bir görüntü.
30 Nisan 2012 Pazartesi
TFF....
Gerçekten böyle saçma bir karar olamaz.2-3 kulübe yaranmak adına tüm ülke futbolu tehlikeye atılıyor.Hoş, bu ülkenin neyi düzgün ki futbol federasyonu da düzgün olsun? Vaziyeti güzel bir espriyle ortaya serelim:
Üzerimde kopya malzemeleriyle kopya çekerken yakalandım,neyse ki kağıda yansımamış. Türkiye'de bir öğrenci...
SÜPER LİG YARIŞI
Bank Asya'da son 2 haftaya girilirken puan durumu hayal bile edilemeyecek seviyeye geldi. 1. Elazığspor'la 5. Çaykur Rizespor arasında sadece 2 puan fark var.Alınacak 1 mağlubiyet, Elazığspor'u 4 sıra birden düşürebilir.Süper Lig'in bu kadar rezil duruma gelmesinden (getirilmesinden) sonra futbolun asıl keyfi 1.Lig'de çıkıyor.
25 Nisan 2012 Çarşamba
TEBRİKLER CÜNEYT ÇAKIR
Dün gece futbolun en büyük arenasında finalden bir önceki adımı yönetti Cüneyt Çakır.Yıllardır gösterdiği gelişim takdir edilesi.Emre Toraman'ın itirazlarının yerini Terry'nin itirazları aldı.Bu önemli maçı etliye sütlüye karışmadan bitirebilirdi ama kırmızı kart,penaltı,ofsayttan sayılmayan gol derken maça adeta damgasını vurdu.Tabi ki olumlu anlamda.Ben herhangi önemli bir hatasını göremedim.Zaten çirkef İngilizler bile eleştiri getirmemişler.Helal olsun demekten başka bir şey gelmez elimizden.Böyle devam Cüneyt Hocam.
BARCELONA 2-2 CHELSEA
Barcelona son 1 haftada büyük bir dominasyonla oynadığı 3.maçını da kazanamadı ve belki de uzun bir aradan sonra sezonu kupasız kapatacaklar.Maç her anlamda 2010'daki İnter maçını hatırlattı.Fakat bu sefer Mourinho yoktu,o yüzden Katalanlar daha az acı çekmiş olmalı.2-0dan sonra bile saldırmaya devam ederek pazar günkü derbide berabereyken saldıran Galatasaray'ı andırdılar.2 takım da skorlar kendilerine avantaj getirdiği halde daha fazlasını istedi ve elindekini de kaybetti.Şöyle de bir gerçek var aslında, dün Chelsea turu geçmesine rağmen Barcelona daha büyük takım,daha iyi takım.Bu kadar net.
24 Nisan 2012 Salı
SÜPER FİNAL
Bu hafta oynanan 2 derbiyle Süper Final'e devam edildi.Beklediğim gibi Beşiktaş Trabzonspor'a da yenilerek daha da battı.Bence Avrupa Ligi grubundan gelecek olan takıma da yenilip seneye Avrupa'ya gidemeyecekler.Trabzonspor ise 3.lük için sağlam bir adım attı,hem de Burak'ın yokluğunda seyircisiz! bir maçta.
Figüranları bir kenara koyacak olursak asıl beklenen maçta Fenerbahçe Arena'daki 3.derbisinde 2.galibiyetini aldı.Ama bu maçı hak ettiklerini söylemek yalan bir ifade olur.Galatasaray her şeyi yaptı,topu kaleye sokamadı.Zaten 5 puan öndeyken bu kadar saldırmaları da garipti.Artık ipler Fenerbahçe'nin elinde ama ben Galatasaray'ın bu futbolla ezeli rakibinin sahasından 3 puan ve şampiyonluk çıkartacağını düşünüyorum.Aynen geçen postta yazdığım Dortmund ve Real gibi...
21 Nisan 2012 Cumartesi
BARCELONA 1-2 REAL MADRİD
Bütün Dünya'nın merakla beklediği El Clasico Barcelona'nın çöküşüne sahne oldu.Real Madrid uzun zamandır galip gelemiyordu, bugün- üstelik rakip sahada- bunu gerçekleştirdiler.Puan farkı 10 iken başkentin şampiyonluğuna kesin gözüyle bakılıyordu.Fakat üst üste gelen 3 beraberlikle birdenbire bu maçın önemi arttı.Ben bu maçı yenemese de ligi kazanacağını düşünüyordum Real Madrid'in.Doğrusu beni de şaşırttılar.Önceki derbilerin aksine sinirli ve sert değillerdi.Tahriklere kapılmadılar.Herkes haddini bilerek iyi oynadı.Puan tablosundaki avantajlarını çok iyi kullandılar.Dakikalar geçtikçe Barça'nın stresi arttı,tansiyonu yükselterek tribün desteğiyle beraber gerginlik yaratma çabaları da boşa çıktı.Bilinen pas oyunlarını oynayamadılar.Basit top kayıpları hepimizi şaşırttı.Fabregas ve Pique'nin yokluğunda oyun kurmakta zorlandılar.Real Madrid tempoyu olabildiğince düşürerek,adeta Barça'yı uyutarak şampiyonluğa ulaştı desek erken ötmüş olmayız herhalde.Şüphesiz günün kazananları Ronaldo ve Mourinho idi.Ronaldo sonunda bir El Clasico'da Messi'den daha iyi oynadı.Defansa yardıma da geldi,Puyol'u 3 metrede futboldan da soğuttu.Böylece özgüvenini de kazanarak golünü attı.Mourinho ise şu ana kadar yapamadığı şeyi yaptı ve bir lig maçında Barcelona'yı yendi.Bundan sonra bir de Şampiyonlar Ligi'nde finalde Barça'yı yenerse tatminsizlik sorunu çekmez hayatı boyunca.Premier Lig ve Serie A'dan sonra başka bir büyük lige damga vurarak Galacticos'u sene sonunda bırakacağını düşünüyorum.Tarihin en iyi takımına kafa tutan birine de bu yakışır.
İlginç bir ayrıntıyla yazımızı bitirelim.Bu sene ezeli rakibin sahasında şampiyonluğa koşmak moda oldu.Schalke maçında Dortmund,bugün ise Camp Nou'da Real bunu başardı.Haftaya Manu,Süper Final'in son haftasında da Galatasaray da modaya uyma olasılıkları yüksek olan takımlar.
14 Nisan 2012 Cumartesi
MÜKEMMEL FİNAL?!
Artık eziyet haline gelen Süper Lig bittikten sonra bugün Süper Final başlayacaktı.Ama yağan yağmur yüzünden maalesef Beşiktaş-Galatasaray maçı oynanamadı.Ah bu doğa olayları! TFF çok kısmetsiz.Oysa ne kadar da güzel gösteriler yapılmıştı.Şampiyonlar Ligi kadar özenilmiş belli.E tabi yayıncı kuruluşa yaranmak lazım.Bu kadar önemli bir organizasyon yapıyorsun,yağan yağmura önlem olarak branda bile çekmiyorsun.Ya da maçı daha modern bir stada almıyorsun.Kontrolleri daha önce yapmayarak binlerce taraftarı boşuna stada getirtiyorsun.Sahanın ağırlığı belli,maçın erteleneceği de.Ona rağmen gösterileri gerçekleştiriyosun,hakemleri beklerken insanları marştan bıktırıyorsun.Cidden bu kadar salaklık olmaz,olamaz.Bir de takımlarımızdan birisi Avrupaya kazara devam etmiş olsa fikstür daha da işin içinden çıkılmaz hale gelecek.Ama TFFnin şansına bırakın Avrupa'da, bu 2 takım kupada bile
mücadele etmiyor.Sonuç olarak Süper Final için her şey düşünülmüş ama maçın
ertelenebileceği ihtimali düşünülmemiş! Maç pazartesi günü oynanacak ve
seyircilerin maça gelmesi beklenecek tabi ki.Şu durumda Beşiktaşlı taraftarlara
katılmamak elde değil.Yeter Yıldırım Demirören yeter!
9 Nisan 2012 Pazartesi
MİLYARDER TAKIMLAR
Futbol gittikçe eğlenceden çıkıyor,takımlar zengin iş adamlarının oyuncağı haline geliyor,taraftarlar müşteri oluyor...Yazımızın konusu satın alınıp evrim geçiren takımlar.
MANCHESTER CITY
Bu takımlar arasında en popüleri tabi ki Manchester City.Önce Tayvanlı Thaksin Shiniwatrava'nın eline geçen Maviler,satın alınmadan önce zirve iddası olmayan ve 6 ile 15.sıralar arasında gidip gelen bir takımdı.Şeyh Mansour bin Zahyed Al Nahyan tarafından satın alındıktan sonra ise büyük bir futbolcu-teknik adam sirkülasyonu yaşadılar.Santa Cruz-Kompany-Adebayor-Yaya Toure-Kolo Toure-Balotelli-Tevez-Aguero-Dzeko-Bellamy-Nasri-Petrov-Bridge-Vassell-Milner-Wright Phillips-De Jong-Lescott-Silva-Robinho-Clichy-Kolarov-Given-Barry- Hargreaves-Jo gibi yıldızlar sadece 2-3 yıl gibi bir sürede kadroda yer bulan isimler.Teknik direktör konusunda ise Mancini ile istikrarı yakalamış görünüyorlar.Bu sene Premier Lig'de ezeli rakipleri Manchester United'in hemen ardından 2.sıradalar.Avrupa'da önemli bir başarı kazanamadılar şimdilik.Fakat böyle giderlerse Manchester denilince akıllara hemen United gelmeyecek.
CHELSEA
Bu biraz klasik oldu ama Abramovic'in takımı satın almasıyla birlikte büyük bir gelişim gösterdikleri de açık.Raineri yönetiminde istediği sonuçları alamayan Londra ekibi,Mourinho'nun başa gelmesiyle üst üste Premier Lig şampiyonlukları kazandı,FA Cup ve Carling Cup'u da kazandı.Ama Abramovic'in o çok istediği Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bir türlü gelmedi.Terry,Lampard,Drogba,Cole,Essien,Cech iskeletiyle büyük bir takım olmak için gerekli olan kupaları kazandılar ama artık yaşlandı bu oyuncular.Şu sıralarda da Di Matteo ile yeni jenerasyona geçiş yapmaya çalışıyorlar.
MALAGA
Katarlıların eline geçen bir diğer ekip de sevimli bir kasaba takımı olan Malaga.Geçen sene devre arası küme düşme potasındayken can havliyle yapılan(en azından biz öyle sandık) transferler sonucu Demichelis,Van Nistelrooy,Baptista gibi pek de genç olmayan oyuncular transfer ettiler ama yazın görüldü ki bu bir yönetim politikası.Toulalan,Mathijsen,Joaquin,Cazorla gibi önemli hamleler yaptılar.Sonuç mu? Uzun bir aradan sonra Avrupa için yarışıyorlar.
PSG
Geçmiş başarılarını mumla arayan Fransa'nın başkent temsilcisi de satın alınan takımlardan.Uzun bir aradan sonra lig şampiyonluğu için önemli isimler kadroya dahil edildi.Lugano,Alex,Maxwell,Nene,Pastore,Sissoko,Motta bunlardan bazıları.Şu an devam etmekte olan LİGUE 1'de de Montpeiller ve Lille'nin üstünde 1.sırada bulunuyorlar.
Evet görüldüğü gibi para genellikle saadet getiriyor.Elbette sahibi olan daha birçok kulüp var ama bu takımlar ın ortak yanı hem kadro hem de başarı olarak çok hızlı bir şekilde sonuç almaları.Bu demek değil ki her satın alınan takım başarılı olacak.Başarısız olanlar da olacaktır elbet.Mesela Liverpool.Neyse konumuzun dışına çıkmayalım.Kim bilir belki bir gün Türk takımları da taraftar baskısına rağmen tüzel kişilere satılır.
MANCHESTER CITY
Bu takımlar arasında en popüleri tabi ki Manchester City.Önce Tayvanlı Thaksin Shiniwatrava'nın eline geçen Maviler,satın alınmadan önce zirve iddası olmayan ve 6 ile 15.sıralar arasında gidip gelen bir takımdı.Şeyh Mansour bin Zahyed Al Nahyan tarafından satın alındıktan sonra ise büyük bir futbolcu-teknik adam sirkülasyonu yaşadılar.Santa Cruz-Kompany-Adebayor-Yaya Toure-Kolo Toure-Balotelli-Tevez-Aguero-Dzeko-Bellamy-Nasri-Petrov-Bridge-Vassell-Milner-Wright Phillips-De Jong-Lescott-Silva-Robinho-Clichy-Kolarov-Given-Barry- Hargreaves-Jo gibi yıldızlar sadece 2-3 yıl gibi bir sürede kadroda yer bulan isimler.Teknik direktör konusunda ise Mancini ile istikrarı yakalamış görünüyorlar.Bu sene Premier Lig'de ezeli rakipleri Manchester United'in hemen ardından 2.sıradalar.Avrupa'da önemli bir başarı kazanamadılar şimdilik.Fakat böyle giderlerse Manchester denilince akıllara hemen United gelmeyecek.
CHELSEA
Bu biraz klasik oldu ama Abramovic'in takımı satın almasıyla birlikte büyük bir gelişim gösterdikleri de açık.Raineri yönetiminde istediği sonuçları alamayan Londra ekibi,Mourinho'nun başa gelmesiyle üst üste Premier Lig şampiyonlukları kazandı,FA Cup ve Carling Cup'u da kazandı.Ama Abramovic'in o çok istediği Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bir türlü gelmedi.Terry,Lampard,Drogba,Cole,Essien,Cech iskeletiyle büyük bir takım olmak için gerekli olan kupaları kazandılar ama artık yaşlandı bu oyuncular.Şu sıralarda da Di Matteo ile yeni jenerasyona geçiş yapmaya çalışıyorlar.
MALAGA
Katarlıların eline geçen bir diğer ekip de sevimli bir kasaba takımı olan Malaga.Geçen sene devre arası küme düşme potasındayken can havliyle yapılan(en azından biz öyle sandık) transferler sonucu Demichelis,Van Nistelrooy,Baptista gibi pek de genç olmayan oyuncular transfer ettiler ama yazın görüldü ki bu bir yönetim politikası.Toulalan,Mathijsen,Joaquin,Cazorla gibi önemli hamleler yaptılar.Sonuç mu? Uzun bir aradan sonra Avrupa için yarışıyorlar.
PSG
Geçmiş başarılarını mumla arayan Fransa'nın başkent temsilcisi de satın alınan takımlardan.Uzun bir aradan sonra lig şampiyonluğu için önemli isimler kadroya dahil edildi.Lugano,Alex,Maxwell,Nene,Pastore,Sissoko,Motta bunlardan bazıları.Şu an devam etmekte olan LİGUE 1'de de Montpeiller ve Lille'nin üstünde 1.sırada bulunuyorlar.
Evet görüldüğü gibi para genellikle saadet getiriyor.Elbette sahibi olan daha birçok kulüp var ama bu takımlar ın ortak yanı hem kadro hem de başarı olarak çok hızlı bir şekilde sonuç almaları.Bu demek değil ki her satın alınan takım başarılı olacak.Başarısız olanlar da olacaktır elbet.Mesela Liverpool.Neyse konumuzun dışına çıkmayalım.Kim bilir belki bir gün Türk takımları da taraftar baskısına rağmen tüzel kişilere satılır.
2 Nisan 2012 Pazartesi
ŞİKE SORUNSALI
Son günlerde çok komik olaylar yaşıyoruz.Önce Yıldırım Demirören TFF başkanlığına seçildi,şimdi de seçkin futbol adamları,hatta başbakan "Gerekirse Avrupa'ya gitmeyelim" diyerek ağızları açık bırakan ifadeler kullandı.Zaten Avrupa Kupaları'nda puan toplayamıyoruz,kaliteli futbolcuları ülkeye getiremiyoruz,oyuncularımız süper! ligimizde oynayarak kendini geliştiremiyor ve üstüne Şampiyonlar Ligi'ne gitmeyi önemsemiyoruz.
Başbakanın mantıklı açıklama olarak bahsettiği "Thatcher Modeli" holiganların aklını başına getirmek,şiddeti önlemek içindi.UEFA zaten en az 3 yıl men cezası verecekti,ama İngilizlerde utanma duygusu olduğu için suçlarını kabul edip cezalarını kendileri verdiler.Bizim gibi, birilerini korumak için aptalca hareketlerde bulunmadılar. Ayrıca o zamanlar Premier Lig'in Kupa Galipleri Kupası'ndan aşağı kalır yanı yoktu.Avrupa Kupası maçları bu kadar gelir teşkil etmiyordu kulüpler için.Onca yıldız futbolcu,mükemmel altyapılar,çılgın taraftarlar olmasına rağmen kulüplerin Avrupa'da iyi bir yere gelmesi de 1999u bulmuştu.(Manchester United-Bayern Münih finali).
5 yıl Avrupa'ya katılmazsak ülkelerin puan sıralamasında son sıraya düşeceğiz.Şampiyonumuz bile Devler Ligi için Play-Off'la beraber 4 ön eleme turu oynamak zorunda kalacak.Seribaşı olmadığımız için de büyük ihtimalle Arsenal-Udinese-Leverkusen gibi takımlar bizimkileri evlerne yollayacak.
Hepsini geçtim böyle bir şey yapmak demek, "Biz şike yaptık ama takımlarımıza ceza vermek istemiyoruz,gerekirse size de karşı çıkarız yine de bu mallığı yapacağız " demekten başka birşey değil.Milli takımımızın akıbetine değinmiyorum bile.Asıl endişe verici olan da bunu gündeme getirenlerin okumuş,ilim görmüş,kültürlü,bilinçli insanlar olmaları.Bazı çıkarlar uğruna Türk Futbolunu uçuruma sürüklemek kimsenin hakkı değil.Umalım büyüklerimiz! aklı başında kararlar alır ya da alanlara karşı çıkmaz!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)